PINAR YILDIZ YÜKSEL / Çocukluğun gizli kahramanları kuzenler

Kuzenler, çocukluk anılarının gizli kahramanlarıdır. Ne tam kardeş, ne de sıradan bir arkadaş… Paylaşılan oyunlar, sırlar ve kahkahalar; çocuğun aidiyet duygusunu sessizce büyütür. Hangimizin hatıralarında kuzenleriyle ilgili saatlerce anlatabileceği maceraları yoktur ki!
Benim çocukluk anılarımın en güzel yerlerinde hep kuzenlerim vardır. Birlikte yaptığımız tatiller, ev gezmeleri, dede evi maceraları, saatlerce oturulan sofralar, kutu oyunları ve dahası… Şimdi hepimiz birer yetişkiniz ve kendi çocuklarımızı büyütüyoruz. Farkında olduğumuz bir nokta da, çocuğumuza en iyi arkadaşın kuzenleri olacağı… Ara tatil hâlâ devam ederken şunu söyleyebilirim ki, tüm haftaya kızım kuzenleriyle geçirdi. Aynı yaş aralığında kuzenlere sahip olması onun da bir şansı tabii. Biz kardeşlerimle sohbet ederken çocuklar da kendi aralarında maceradan maceraya koştular. Evde çocuk sesi de çocuk kaprisi de istekleri de eksik olmadı ama bu tatilden sayısız anı, öğrenilmiş yeni bilgiler ve kazanılmış duygusal becerilerle çıktılar.
Kuzenlik bağı; aile sıcaklığının uzantısı, dostluğun da en güvenli hâlidir.
Bugünün hızlı ve bireyselleşmiş yaşamında, kuzen buluşmaları eski sıklığında yaşanmasa da; araştırmalar, kuzen ilişkilerinin çocuk gelişiminde önemli bir sosyal destek ağı oluşturduğunu gösteriyor.
Kuzenlik, çocuk için hem eğlence hem aidiyet duygusudur.
Birlikte büyüyen kuzenler, yetişkin olduklarında bile o bağın sıcaklığını taşır.
Bu yüzden aileler, çocukların kuzenleriyle buluşmasına zaman ayırmalı.
Çünkü her kuzen buluşması, çocukların kalbinde yeni bir “aile hatırası” bırakır.

KARDEŞSİZ KARDEŞLİK BAĞI
Çocuklar için kuzen, çoğu zaman kardeşin eksikliğini tamamlayan bir figürdür.
Aynı yaş grubundaki kuzenlerle geçirilen zaman, paylaşmayı, iş birliğini ve uzlaşmayı öğretir. Aralarında kıskançlık bile varsa, bu duygunun sağlıklı bir şekilde yönetilmesine katkı sağlar. Kardeşi olmayan çocuklar için kuzen, “paylaşma pratiği”nin en doğal hâlidir.
SOSYAL BECERİLER GELİŞİR
Kuzenlerle geçirilen zaman, çocukların duygusal zekasını destekler.
Birlikte oyun kurmak, anlaşmak, bazen kavga edip sonra barışmak; çocuğun empati ve iletişim becerilerini güçlendirir.
Psikologlara göre, çocukların kendi akran grubundaki aile bireyleriyle kurduğu ilişkiler; özgüven ve sosyal adaptasyon açısından büyük avantaj sağlar.

AİLE KİMLİĞİNİ GÜÇLENDİRİR
Kuzenlerle yapılan buluşmalar, sadece çocuklar için değil, aile bağları için de yeniden köklenme fırsatıdır.
Aynı sofrada buluşmak, büyüklerden duyulan hikâyeleri birlikte dinlemek; çocuklara ‘biz’ duygusunu kazandırır.
Kendini bir ailenin parçası olarak hissetmek, çocukların güven duygusunu derinleştirir.
DİJİTAL DÜNYANIN PANZEHİRİ
Modern yaşamda çocukların çoğu, sosyal bağlarını ekran üzerinden kuruyor.
Oysa kuzenlerle geçirilen fiziksel zaman; kahkahalarla, dokunmayla, birlikte üretmeyle dolu.
Birlikte kurulan oyun çadırları, yaz tatilinde yapılan gizli kulüpler, dedenin bahçesinde toplanan erikler… Tüm bunlar, ekranın veremeyeceği bir samimiyetin parçası.

KUZEN BULUŞMALARI İÇİN 5 ÖNERİ
1- Ortak oyun alanı oluşturun
Evde ya da bahçede sadece çocuklara özel küçük bir “oyun köşesi” oluşturun. Battaniyeden çadır, kartondan kale bile yeter.
Çocuklar birlikte kural koymayı ve paylaşmayı öğrenir
2- Ekransız bir zaman dilimi belirleyin
Buluşmanın ilk iki saatini tamamen ekransız geçirin.
Bu, hem iletişimi artırır hem de çocukların yaratıcılığını canlandırır.
3- Aile hikayeleri anlatın
Büyüklerden dinlenen aile anılarını çocuklara aktarın.
Böylece hem geçmişle bağ kurarlar hem de “biz bir aileyiz” bilinci pekişir.
4- Birlikte üretin
Kek pişirmek, çizim yapmak ya da bahçede çiçek dikmek gibi küçük ortak işler yapın.
Bu etkinlikler hem eğlenceli hem de sorumluluk duygusunu geliştirici olur.
5- Küçük gelenekler oluşturun
Her buluşmada aynı pastayı yemek, birlikte fotoğraf çekmek ya da özel bir oyun oynamak… Bu küçük ritüeller, çocukların belleğinde güçlü anılar bırakır.



