İLKER GEZİCİ / Sihirbazlar Çetesi iş başında

Hollywood’un en göz alıcı illüzyon ekibi yeniden sahnede. 2013’te vizyona giren Sihirbazlar Çetesi ile başlayan macera, zekice kurgulanmış soygunlar ve büyüleyici illüzyonlarla sinema tarihine adını yazdırmıştı. Dört genç sihirbazın “Atlılar” adıyla kurdukları gizemli ekibin, adalet dağıtırken kurdukları görsel şovlar hâlâ akıllarda. Film, dünya genelinde 350 milyon doların üzerinde gişe geliri elde ederek sürpriz bir başarıya imza atmıştı. Üç yıl sonra gelen Sihirbazlar Çetesi 2 ise çıtayı biraz daha yukarı taşımaya çalıştı. Daniel Radcliffe‘in sürpriz kötüsüyle, uluslararası bir soygun planının peşine düşen Atlılar bu kez Londra ve Makao sokaklarında illüzyonla dolu bir kovalamacaya imza attı. Her ne kadar eleştirmenlerden ilk film kadar övgü alamasa da, dünya çapında 330 milyon dolar hasılat elde ederek serinin gücünü korudu. Ve şimdi, dokuz yıllık bir sessizliğin ardından, perde yeniden aralanıyor.

Üçüncü film Sihirbazlar Çetesi: Daha Bir Şey Görmediniz, seriyi hem nostaljik bir sevgiyle anıyor hem de yepyeni bir enerjiyle yeniden canlandırmayı hedefliyor. Senaryosunu Seth Grahame- Smith, Michael Lesslie, Rhett Reese ve Paul Wernick’in kaleme aldığı filmin yönetmenliğini, Uncharted, Venom: Zehirli Öfke ve Zombieland gibi filmlerin yönetmeni Ruben Fleischer üstleniyor. Bu kez Atlılar, son derece değerli bir elmasın peşine düşüyor. Ancak tıpkı önceki filmlerde olduğu gibi, hiçbir şey göründüğü gibi değil. İzleyici yine bolca ters köşe, sürpriz plan ve zekice hazırlanmış illüzyonlarla dolu bir dünyanın içine çekiliyor. Jesse Eisenberg, Woody Harrelson, Isla Fisher, Dave Franco, Mark Ruffalo ve Morgan Freeman gibi tanıdık yüzlerin geri döndüğü kadroya; Rosamund Pike, Dominic Sessa, Justice Smith ve Ariana Greenblatt gibi taze isimler de dahil olmuş.

Serinin ilk filmi illüzyonun büyüsünü bir soygun hikâyesiyle birleştirerek izleyiciyi zekâya, hıza ve yanılsamaya hayran bırakmıştı. İkincisi ise bu dünyanın sınırlarını genişletip, sihrin ötesinde sistem eleştirisine göz kırpmıştı. Üçüncü film ise her iki dünyanın en iyi yönlerini birleştiriyor: hem zekice planlanmış bir soygun hikâyesi hem de “gözünü açık tut” mesajını veren bir modern illüzyon masalı. Bu tür numarası bol, şaşırtmacalı ters köşeli filmleri sevdiyseniz ve eğer ilk iki film sizi büyülediyse, bu filmi de yine hayranlıkla izleyeceksiniz demektir. Ancak beklentiniz büyük olursa hayal kırıklığınız da büyük olabilir. Nitekim, uluslararası arenada film için pek de olumlu eleştiriler yapılmamış. “Kanunsuz sihirbazlar hakkındaki bu aksiyon devam filmi, insanüstü hareketler ve bayat esprilerle giderek daha karmaşık ve gülünç hale geliyor. Çok fazla bir şey ifade etmeyen, patlamış mısır dostu bir eğlence” gibi yorumlara rast geldim. Peki, sinemada bu tür başka hangi filmler var? Gelin beraber bakalım…
SİNEMANIN EN BÜYÜLÜ FİLMLERİ
Sihir, aslında sinemanın özünde hep vardı. Kamera ilk döndüğü andan itibaren, seyircinin gözünü kandırmak, gerçek ile hayali karıştırmak sinemanın en eski oyunlarından biri oldu. Kimi yönetmenler bunu görsel efektlerle, kimileri ise saf illüzyonla yaptı. İşte sinema tarihine damga vurmuş, “gözünü açık tut” dedirten o büyülü filmlerden bazıları…

Prestij (The Prestige, 2006)
Christopher Nolan’ın yönettiği bu film, sadece iki sihirbazın değil, insanın takıntılarının da savaşını anlatıyor. Christian Bale ve Hugh Jackman’ın başrollerindeki rekabet; kıskançlık, hırs ve deliliğin sihirle nasıl birleştiğini gözler önüne seriyor. “Gerçek bir sihir yoktur, sadece zeki bir aldatmaca” diyerek sinema tarihine kazındı.

Sihirbaz (The Illusionist, 2006)
Aynı yıl vizyona giren Sihirbaz, Edward Norton’un büyüleyici performansıyla illüzyonun romantik tarafını perdeye taşıdı. 19. yüzyıl Viyana’sında imkânsız bir aşk uğruna sihrini kullanan bir adamın hikayesi… Nolan’ın soğuk zekâsına karşılık, burada kalp ve duygular ön planda.

Hugo (2011)
Martin Scorsese’nin Oscar ödüllü bu filmi, sinemanın sihir köklerine bir saygı duruşu niteliğinde. Gerçek bir sihirbaz ve film yapımcısı olan Georges Méliès’nin hikayesini çocuk gözüyle anlatıyor. Büyü, bu kez sinemayı var eden hayal gücünün ta kendisi. Her karesi nostaljik bir büyü gibi.

Doctor Strange (2016)
Marvel evreninin sihirbazı Doctor Strange’i de bu listeye ekleyebiliriz. Mistik sanatları öğrenip zamanı büken bir kahramana dönüşen Dr. Strange, görsel efektleriyle adeta bir modern illüzyon gösterisi sunuyordu. Benedict Cumberbatch’ın başrolünde yer aldığı film, süper kahraman türünü mistik boyuta taşıyor. “Gerçeklik nedir?” sorusuna neon renklerle yanıt veriyor.

Muhteşem Howard (The Great Buck Howard 2008)
John Malkovich’in canlandırdığı eski bir sahne sihirbazının düşüş ve yeniden doğuş hikayesini de unutmamak gerek. Gösteri dünyasının sahne ışıkları altındaki yalnızlığını hüzünle anlatan film, 1970’lerde popüler olan mentalist Muhteşem Kresking’den esinlenmişti.

Sihirli Ay Işığı (Magic in the Moonlight, 2014)
Woody Allen’ın yönettigi filmde, Colin Firth sahte medyumların foyasını ortaya çıkarmaya çalışan bir sihirbazı oynuyor. Ancak asıl illüzyon, aşkın ve inancın kendisinde gizli. Gerçek ile hayalin, akıl ile kalbin birbirine karıştığı hoş bir dönem hikayesi.



