HAŞMET BABAOĞLU / Sağlam durma zamanları


Enjektörler, tanklar (ne o Rusların T72’si mi?), yük gemisi, bir savaş gemisi ve tepesinde dolanan F-35…
Robotlar, yapay zekâ…
Ekonomik buhran işaretleri…
Zayıflama hapları mı o tabletler?
Enjektörler kanser aşısına mı, yoksa yeni bir salgına mı gönderme?
Trump’ın hâli ne?
Şi Cinping ile el mi sıkışacak?
Yok yok yani!
The Economist’in 2026 yılındaki ana temaları tasvir eden kapak görselinden söz ediyorum, anlamışsınızdır…
***
Tam The Economist‘in her yıl kasım ayında çektiği “numara”nın yenisine odaklanmaya hazırlanmışken…
Azerbaycan‘dan kalktıktan sonra Gürcistan sınırını geçtiği sırada düşen kargo uçağımız ve şehitlerimizin haberi geldi…
Şok ve acı zihinlerimizi darmadağın etti.
Herkes uçak düştü mü, düşürüldü mü diye tartışıyor.
Ancak…
İki gündür mahallede “sade insan”la çay kahve sohbetlerinden aldığım izlenim çok net…
Azerbaycan ile İsrail’in şaşırtıcı ölçüde yakın ilişkisi insanımızın zihninde ciddi şüpheler oluşturmuş…
Bu şüpheler öyle kolay kolay geçecek gibi değil.
***
Öte yandan…
İstanbul Cumhuriyet Başsavcısı Akın Gürlek‘in “Yüzyılın yolsuzluk davası” dediği İmamoğlu davasının iddianamesi açıklandı.
Açık bir dille yazılmış iddianameye şöyle bir bakınca bile…
İçeriğin bilinen türde bir “yolsuzluk” olayını anlatmadığını anlıyoruz.
Dün Mahmut’un (Övür) kullandığı deyim daha açıklayıcı: İddianamenin ortaya koyduğu yapının eylemleri önce siyasete, sonra ülkeye “çökme” operasyonu…
Dikkat!
Bundan sonrası iş dünyasında dahi dönüşüme yol açacak bir tasfiye sürecine açılabilir.
***
Anladık, değil mi?
2025’in son ayları çok hareketli geçiyor ve 2026 sarsıcı gelişmelere gebe…
“Gündem” deyip duruyoruz ya…
Bir günde birçok gündeme hazır olmalıyız.
Devlete ve milletin sağduyusuna güvenip sağlam durma zamanlarındayız.
***
Hatırlatmadan yapamayacağım…
Futbol deyip hafife aldığımız, eğlenceden saydığımız alanın hâline bakın!
Olanları üç ay önce aklınızdan geçiriyor muydunuz?
Kimse öyle rahat rahat “Yok canım, Süper Lig’e bir şey olmaz, maçlar oynanır!” diyemez…
***
NOT DEFTERİ
Kendini görmeyen, aramayan, birtakım zanlar içinde kemikleşen, donan mizaçlardan tiksiniyorum!.. (NECİP FAZIL / Aynadaki Yalan)



