NİHAT HATİPOĞLU / Kuran’da Resulullah Efendimizin yetkinliği

“Şüphesiz biz seni, bir müjdeleyici ve bir uyarıcı olarak hak ile gönderdik. Sen cehennem halkından sorumlu tutulmayacaksın.” (Bakara/119)
***
“Böylece sizi insanlara şahit olasınız, Peygamber de size şahit olsun diye orta bir ümmet yaptık. Senin yöneldiğin kıbleyi, Peygamber’e uyanlar ile geriye dönenleri ayırt etmek için belirledik. Allah, imanınızı asla boşa çıkaracak değildir. Şüphesiz Allah, insanlara karşı çok şefkatli, çok merhametlidir.” (Bakara/143)
***
“De ki: Eğer Allah’ı seviyorsanız bana uyun ki, Allah da sizi sevsin ve günahlarınızı bağışlasın. Allah çok bağışlayandır, çok esirgeyendir.” (Âl-i İmran/31)
***
“Ey Kitap ehli! Kitap’tan gizleyip durduğunuz pek çok şeyi size açıklayan ve birçoğundan da geçiveren Peygamberimiz geldi. Doğrusu size Allah’tan bir nur ve apaçık bir kitap geldi.” (Maide/15)
***
“O ümmi Peygamber’e (yani yazı bilmeyen elçiye) uyanlar ki, onu yanlarındaki Tevrat ve İncil’de yazılı bulurlar. O, onlara iyiliği emreder, kötülükten men eder, temiz şeyleri helal, murdar şeyleri haram kılar; üzerlerindeki ağır yükleri ve zincirleri kaldırır. Ona iman eden, destek veren, yardım eden ve onunla gönderilen nura uyanlar, işte kurtuluşa erenler onlardır.” (Araf/157)
***
“(Ey Muhammed!) Ömrüne andolsun ki onlar, gerçekten sarhoşlukları içinde şaşkınlıkla bocalayıp duruyorlardı.” (Hicr/72)
***
“Nitekim size, içinizden, ayetlerimizi okuyan, sizi arındıran, size Kitap’ı ve hikmeti öğreten, bilmediklerinizi öğreten bir Peygamber gönderdik.” (Bakara/151)
***
Hassaten Hicr 72. ayette yüce Rabbimiz, Peygamber Efendimizin (SAV) adına, ömrüne yemin ediyor ki, bu son derece dikkat çekicidir.
Salat ve selam Efendimize olsun.
***

‘BENİ ÖLDÜREMEZSİN FADALE’
Mekke fethedilmiştir. Efendimiz umumi af ilan etmiştir. Sonra yakın akrabalardan birine yemek yemeye gidiyor. Mütevazı bir sofra. Arkasında binlerce insan O’nu yakından görmek için izdiham oluşturuyorlar. Herkes selam veriyor. Kimseyi selamsız bırakmıyor. O’nu önden görenler arkaya geçip takip ediyorlar. İçlerinde biri var; adı Fadale. O fırsat kolluyor. Gözü Efendimizde. Eli hançere gitmeye hazır.
Efendimiz yürüyüşüne devam ediyor. Sonra birdenbire durdu. Herkes durup arkaya döndü. Yüzlerce kişi içinden Fadale’ye doğru yürüdü. Fadale’nin yüzünden kan çekildi. Hz. Peygamber, mübarek elini Fadale’nin göğsüne koyup şöyle dedi: “Fadale, vazgeç. Senin beni öldürmeye gücün yetmez.”
Sadeve bunu söyledi. Sonra yürümeye başladı. Fadale orada heykel gibi kalakaldı. Muhammed (SAV) içindekini okumuştu. O’nun Peygamber olduğundan artık asla şüphesi yoktu. Efendimiz uzaklaşırken Fadale’nin dudaklarından şehadet kelimeleri duyuldu: “Allah bir. Evet O, celle celalühu bir. Muhammed O’nun elçisidir.” Hz. Peygamber kelle kopararak değil, içleri ısıtarak, gönüllere dokunarak İslam’a çağırıyordu.
***
PEYGAMBERİMİZİN HAYVANLARA MERHAMETİ
DAĞLANMIŞ MERKEP
EFENDİMİZ bir merkep gördü. Merkebin alnını ateşle dağlamışlar. Büyük tepki gösterdi. Şöyle buyurdu:” Allah bundan razı olmaz. Bu merkebin yüzünü neden çirkinleştirdiniz? Neden yaktınız, eziyet ettiniz? Allah razı olmaz.”
‘ATIN KUYRUĞUNU KOPARMA’
HZ. Peygamber, at ve devenin kuyruklarını koparıldığını görünce hiddetlendi. Şöyle buyurdu: “Bu hayvanların kuyrukları yelpazeleridir. Sırtına konan haşaratı kovarlar. Kuyruklarını koparmayın. Hayvanın tüyleri onlara yorgandır. Onlara eziyet etmeyin.”
KARNI SIRTINA YAPIŞMIŞ DEVE
SICAK bir Medine günü. Efendimiz kapıya bağlanmış bir deve gördü. Deve güneşin altında aç ve susuz. Karnı sırtına yapışmış. Dikkatini çekti. “Bu devenin sahibini bulun. Su verin, doyurun” dedi Efendimiz. Sahibi gelince de şöyle buyurdu: “Derdini anlatamayan bu hayvanlardan dolayı Allah’tan korkun. Allah sizi sorgulayacaktır. Onu gölgeye al. Yedir, içir.”
HAYVANIN ÜZERİNDE ŞİİR
PEYGAMBERİMİZ ihtiyaç olmadığı hâlde saatlerce deve üzerinde oturup şiir söyleyen şairlerin hâlini gördü. Hayvanlara eziyet ediyorlardı. Bunu yasakladı. Hayvanın sırtına oturup güneşin altında saatlerce oturulmasını engelledi.
***
YATARAK KURAN OKUMAK VE DİNLEMEK CAİZ Mİ?
Kuran-ı Kerim’i okumak isteyen kimsenin abdest alıp kıbleye doğru oturarak okuması, Kuran’a saygının bir ifadesidir. Ancak Kuran’da, ayaktayken, otururken ve yanları üzerine yatarken Allah’ı anmak tavsiye edilmektedir (Âli İmran 3/191). Kuran da Allah’ın zikri olduğundan, herhangi bir saygısızlık kastı olmaksızın yatarken Kuran okumak ve dinlemekte sakınca yoktur.
Televizyon veya telefondan secde ayetlerini dinleyen kimsenin tilavet secdesi yapması gerekir mi?
Kuran-ı Kerim’de 14 yerde secde ayeti bulunmaktadır. Bu ayetleri okuyan veya işiten kişinin tilavet secdesi yapması gerekir. Tilavet secdesi, ayetteki ilahi mesajı okuyan veya dinleyen kişinin, Yaradan’ına itaatinin ifadesidir. Bu itibarla telefon veya televizyondan da olsa ilahi mesajı işiten kişinin, tilavet secdesi yapması gerekir. Ancak okunan ayetlerin tilavet secdesi olduğunu bilmeyenler, tilavet secdesi yapmakla yükümlü değildirler.
Kadınların özel hâllerinde (regl ve lohusalık) yapamayacakları şeyler nelerdir?
Kadınlar regl (hayız) ve lohusalık hâllerinde cinsel ilişkide bulunamaz (Bakara 2/222), namaz kılmaz, oruç tutmazlar (Buhari, Hayz 1; Müslim, Hayz 14-15). Bu konuda müçtehitler görüş birliği içindedirler. Kadınlar regl ve lohusalık hâllerinde kılmadıkları namazları daha sonra kaza etmez, ancak oruçları kaza ederler. Kadınların bu hâllerinde, namaz ve oruçtan muaf tutulmaları, onların pis olmalarından değil, psikolojik ve fizyolojik yüklerini hafifletme amacına yöneliktir. Diğer taraftan kadınlar, bu hâllerinde müçtehitlerin büyük çoğunluğuna göre Kâbe’yi tavaf edemezler. İslam, kadını bu durumda manen ve maddeten temiz ve duru kabul eder. Ancak ibadet konusunda yükümlü kılmak istemez, rahatlatmak ister.



