CANLI | Enerjinin geleceği Doğal Kaynaklar Zirvesi’nde belirlendi! Turkuvaz Medya ev sahipliğinde dev buluşma


INRES Zirvesi’nin “Tedarik Güvenliğinde Değişen Dengeler: Karşılaşılan Zorluklar ve Yeni Fırsatlar” başlıklı panelinde yedi enerji bakanı, enerji arz güvenliği için neler yapılması gerektiğini ele aldı.
T.C. Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı himayesinde Turkuvaz Medya Grubu tarafından “Kaynakları Güvence Altına Almak, Geleceği Yeniden İnşa Etmek” ana temasıyla düzenlenen Doğal Kaynaklar Zirvesi (INRES) İstanbul Lütfi Kırdar Kongre Merkezi’nde gerçekleştirildi.
Farklı ülkelerden birçok bakan ile yerli ve yabancı yatırımcıları, sektör temsilcilerini, uzman araştırmacıları ve akademisyenleri ağırlayan INRES’te günün üçüncü paneli T.C. Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Alparslan Bayraktar moderatörlüğünde Irak Cumhuriyeti Başbakan Yardımcısı ve Petrol Bakanı Hayan Abdul Ghani Alsawad, Azerbaycan Enerji Bakanı Perviz Şahbazov, Bulgaristan Enerji Bakanı Zhecho Stankov, Moldova Enerji Bakanı Dorin Junghietu, Romanya Enerji Bakanı Sebastian-Ioan Burduja, Suriye Arap Cumhuriyeti Enerji Bakanı Muhammed El-Beşir ve Libya Petrol ve Gaz Bakanı Khalifa Abdulsadek’in katılımıyla düzenlendi.
Ulusal ve bölgesel enerji güvenliğini artırmaya yönelik en kritik adımların değerlendirildiği oturumda, sadece teknik bir tartışma değil; aynı zamanda ortak gelecek için enerji temelli stratejik vizyonuna dair önemli bir yol haritası çizildi. Ulusal ve bölgesel enerji güvenliğini güçlendirmek adına atılması gereken kritik adımlar, enerji altyapılarının modernizasyonu, kaynakların çeşitlendirilmesi ve ortak yatırım projelerinin hayata geçirilmesi konuları da ele alındı.
KERKÜK – CEYHAN HATTI NE ZAMAN AÇILACAK?
Panelde ilk sözü alan Irak Cumhuriyeti Başbakan Yardımcısı ve Petrol Bakanı Hayan Abdul Ghani Alsawad, bir buçuk senedir kapalı olan Kerkük-Ceyhan Hattı üzerinden petrol akışının ne zaman başlayacağına dair soruyu da yanıtladı. Iraklı Bakan, petrol üretiminin Irak Parlamentosu’ndaki bütçe onayına bağlı olduğunu vurgulayarak “Irak’ın her tarafındaki petrol sahaları imtiyaz sözleşmeleri ile farklı uluslararası petrol şirketlerinin yönetiminde… Bütçeye göre varil başına üretim maliyeti 6 dolar olmak zorunda. 1 cent bile üzerine çıkamayız” dedi.
Hayan Abdul Ghani Alsawad, “Ancak Irak Kürdistan yönetimi, bütçede belirtilen maliyetle üretim yapamıyor, bütçenin üzerinde kalıyor. 1.5 senedir hat kapalı olduğu için Bağdat yönetimi ile Irak Kürt yönetimi arasında müzakareler yapıldı. Bütçe kanunu değiştirmeye çalıştık ve varil başına 16 dolar üzerinde anlaştık. Ayrıca her iki yönetimin de mutabakatıyla bir danışmanlık firmasıyla anlaşıldı. Bu firma sahalar arasındaki maliyet farkını incelemek üzere görevlendirildi. Ancak Kürt yönetiminde danışman grubunu reddetti. Dolayısıyla bu konuda müzakereler henüz nihayetlenmedi” dedi.
DOĞALGAZ TEDARİĞİ ARTACAK
Panelde ikinci sözü alan Azerbaycan Enerji Bakanı Perviz Şahbazov, Azerbaycan’ın uzun yıllardır hem petrol hem de doğal gaz alanında önemli bir üretici ve ihracatçı ülke olduğunu ve bu rolü sürdürmeye kararlı olduklarını ifade ederek “Türkiye ile enerji alanında uzun soluklu ve son derece başarılı bir iş birliğimiz var. Bu iş birliği, bölgesel enerji güvenliği açısından örnek bir model oluşturuyor. Türkiye’ye yönelik doğalgaz tedarikimizi bu yıl yaklaşık 10 milyar metreküpe ulaştırmayı hedefliyoruz. Türkiye, bizim için sadece stratejik bir ortak değil, aynı zamanda bölgesel enerji güvenliği açısından kritik bir aktör” dedi.
Perviz Şahbazov, fosil yakıtların küresel enerji karmasındaki rolünün bazı politikalar tarafından göz ardı edilmesinin, yatırım eksikliklerini beraberinde getirdiğine dikkat çekerek “Bu durum, özellikle altyapı yatırımlarının yetersiz kalmasına ve enerji kaynaklarının farklı pazarlara ulaştırılmasında sıkıntılara yol açtı. Avrupa pazarı özelinde değerlendirdiğimizde, enerjiye erişim ve çeşitlendirme konularının ne kadar önemli olduğu bir kez daha ortaya çıktı. Bu nedenle gelecekte, enerji stratejilerinin şekillendirilmesinde jeopolitik kaygılar ya da ideolojik tercihler yerine, teknolojik gelişmelerin ve piyasa gerçeklerinin esas alınması gerektiğini düşünüyoruz” diye konuştu.
Azerbaycan Bakanı, ülke olarak iklim değişikliği ile mücadele ve çevre dostu politikalar kapsamında yenilenebilir enerji yatırımlarına büyük önem verdiklerini de vurgulayarak “Azerbaycan olarak vizyonumuz nettir: Fosil yakıt üretimimizi sürdürürken, yenilenebilir enerjilere de güçlü biçimde yatırım yapmaya devam edeceğiz. Bu çifte stratejiyle hem bölgesel hem küresel ölçekte enerji ve çevre güvenliğine katkıda bulunmayı sürdüreceğiz” dedi.
İŞ BİRLİĞİ VE DAYANIŞMA ŞART
Panelin üçüncü konuşmacısı olan Bulgaristan Enerji Bakanı Zhecho Stankov ise enerji güvenliğinin artık sadece bir ülkenin meselesi değil, tüm bölgenin ortak sorumluluğu haline geldiğini belirterek sözlerine başladı. Stankov, “Avrupa’nın enerji arzı güvenliği açısından, bizler sadece birer tüketici değil, aynı zamanda bu sistemin altyapısını güçlendiren ve dönüştüren ülkeleriz. Gaz ve petrol üreticileriyle olan ilişkilerimizin yanı sıra, altyapı yatırımlarımız da bu sürecin temel taşını oluşturuyor. Elektrik ve doğal gaz iletim hatlarımızı her yıl daha da geliştiriyoruz. 22 yeni transit hattı ile arz güvenliğini sadece ulusal çapta değil, bölgesel düzeyde de sağlamlaştırıyoruz. Enerji bağımsızlığımızı; nükleer enerji, hidroelektrik santraller ve linyitle çalışan termik santrallerimizle büyük ölçüde teminat altına almış durumdayız. Ancak gerçek bir arz güvenliği, komşularla kurulan güçlü bağlantılar sayesinde mümkün olur. Bu noktada Türkiye ile olan entegrasyonumuz ve Azerbaycan’dan aldığımız doğal gaz, bizim için stratejik önem taşıyor” dedi.
Stankov Avrupa’da -özellikle Portekiz ve İspanya’da- yaşanan elektrik kesintilerini de değinerek “Bu durum bizlere enerji dayanışmasının ve hazırlıklı olmanın ne kadar kritik olduğunu bir kez daha gösterdi. Bugün burada bulunan ülkelerle birlikte çalışarak bölgemizde böyle bir durumun yaşanmasına asla izin vermeyeceğiz. Eğer bir ülke bir zorlukla karşılaşırsa, hep birlikte harekete geçebilecek entegre, güçlü ve dayanıklı bir sistem kurmak zorundayız” diye konuştu.
YENİ RUHSATLAR VERECEĞİZ
Panelde söz alan Libya Petrol ve Gaz Bakanı Khalifa Abdulsadek ise Libya’nın petrol ve doğalgaz alanlarında son dönemde oldukça önemli ilerlemeler kaydettiğini, Mart ayında, yeni bir ruhsat programının duyurusunu gerçekleştirdiklerini anlattı. Duyurunun ardından bir dizi tanıtım turu (roadshow) gerçekleştirdiklerini söyleyen Khalifa Abdulsadek, “İlk etkinliğimiz Trablus’ta, ardından Londra’da uluslararası yatırımcılarla bir araya geldik. Son olarak, 17’sinde Türkiye’deydik ve oldukça yoğun bir ilgiyle karşılandık. Sektör liderleriyle verimli görüşmeler gerçekleştirdik, yatırımcılardan değerli geri bildirimler aldık. Açtığımız bu ruhsatlar ve yaptığımız roadshowlar yalnızca bir yatırım çağrısı değil; aynı zamanda enerji sektöründe stratejik ve geleceğe dönük bir hareketin parçası olma fırsatı. Program kapsamında 22 adet kara ruhsatlı bölge ve 11 adet deniz ruhsatlı bölge yatırımcılara açılmış durumda. Bu alanlardan bazılarında hali hazırda keşifler yapılmış olması, sürece ayrı bir potansiyel katıyor” dedi.
Bu yıl sonuna kadar petrol üretimlerini üç yıl içinde 1.4 milyon varilden 2 milyona çıkaracaklarını söyleyen Libya Petrol ve Gaz Bakanı, rafine kapasitelerini de artırmak istediklerini anlatarak “Vizyonumuz ve stratejimiz önce üretimi artırmak, sonrasında tetkik ve arama faaliyetlerine ağırlık vermek ve 2026 sonrasında da geliştirme çalışmalarına odaklanmak. Örneğin Avrupa’ya giden gaz hattımız var ve yüzde 75’i kullanılmıyor, onu tam kapasiteye getirmek istiyoruz” diye konuştu.
Libya olarak iş birliğine büyük önem verdiklerini söyleyen Libya Petrol ve Gaz Bakanı son olarak “Hem bireysel hem de kurumsal yatırımcıları, bu önemli fırsatı değerlendirmeye davet ediyoruz. Şeffaflık, sürdürülebilirlik ve ortak büyüme ilkeleri doğrultusunda ilerlemeye kararlıyız” dedi.
İŞ BİRLİKLERİ HAYATİ ÖNEM TAŞIYOR
Panelin bir diğer konuşmacısı olan Moldova Enerji Bakanı Dorin Junghietu, Moldova olarak son birkaç yılda ciddi sınamalarla karşı karşıya kaldıklarını ve bu zorlukların daha cesur adımlar atmalarına, güçlü kararlar almalarına ve dayanıklılıklarının artırmamıza vesile olduğunu anlattı. Junghietu, “Doğalgaz tedariki konusunda, Romanya ile güçlü bir enterkoneksiyon hattımız mevcut. Bu hat aracılığıyla Moldova’nın yıllık yaklaşık 1 milyar metreküp (1 BCM) doğalgaz ihtiyacının büyük bir kısmını temin ediyoruz. Bununla birlikte, bir diğer önemli güzergâh olan Dikey Koridor da devreye alındı. Bu hat, adeta bir “yaşam koridoru” işlevi gördü ve ters yönlü doğalgaz akışının mümkün olduğunu ilk kez bu hatta kanıtladık. Moldova, LNG ithalatını Dikey Koridor üzerinden gerçekleştiren ilk ülke oldu ve bu sistemin bölgeye doğalgaz tedarikinde etkili ve uygulanabilir bir çözüm olduğunu gördük” dedi.
Moldova olarak hedeflerinin, dengeli ve çeşitli bir enerji kaynağı portföyü oluşturmak olduğunu anlatan Bakan, “Şu anda hem elektriği hem de doğalgazı ithal ediyoruz. Ancak aynı zamanda yenilenebilir enerji yatırımlarımız da hızla artıyor. Nitekim bu yıl Nisan ayında elektrik üretimimizin yüzde 34’ü yenilenebilir kaynaklardan sağlandı. Elektrik iletim altyapısının güçlendirilmesiyle birlikte, Moldova hem daha fazla ithalat hem de ihracat yapabilecek konuma gelecek” diye konuştu.
YATIRIM İÇİN VERİMLİ BİR ÜLKE OLACAĞIZ
Panelin ilgi çekici konuklarından biri de bakan olarak ilk yurtdışı seyahatini Türkiye’ye gerçekleştiren Suriye Arap Cumhuriyeti Enerji Bakanı Muhammed El-Beşir’di. Ülkesinin 14 yıl süren bir savaştan yeni çıktığını hatırlatan Bakan Muhammed El-Beşir, başkent Şam’da kısa bir süre öncesine kadar sadece 1 saat elektrik verebildiklerini anlattı. El-Beşir, “Savaş öncesi 4 bin varil petrol üretimimiz vardı, dörtte birine düştü. 11 elektrik santralimiz vardı, bugün ikisi çalışmıyor, geri kalanlarında ise kapasite düşük. Eskiden 300 bin MW güç üretiyorduk şimdi 5 bin. Petrol sahalarının ve iki rafinerinin rehabilite edilmesi gerekiyor” dedi.
Bu açılardan yatırıma ihtiyaç duyduklarını söyleyen Bakan, “Enerji ve güneş enerjisine öncelik veriyoruz. Çalışmalarımızı önümüzdeki hafta tamamlayacağız ve yol haritamız netleşecek. Ülkemiz artık daha istikrarlı ve güvenli. Bu açıdan birçok fırsatı barındırıyoruz. Yapacak çok iş var. Önümüzdeki dönemde Suriye yatırım için verimli bir ülke olacak” diye konuştu.
Enerji, gerçekten de hepimizin hayatını doğrudan etkileyen temel bir unsurdur. Bugün artık hepimiz enerji konusundaki üçlü açmazda — yani enerji güvenliği, erişilebilirlik ve çevresel sürdürülebilirlik arasında — bir öncelik sıralaması yapılması gerektiği konusunda ortak bir anlayışa ulaştık.
ÖNCE IŞIKLAR YANMALI
Panelin son konuşmacısı olan Romanya Enerji Bakanı Sebastian-Ioan Burduja ise İspanya’da yaşanan kesintileri gündeme getirerek “En önemli olanın enerji güvenliği olduğunu çok net biçimde gördük. Çünkü önce ışıkların yanması gerekiyor. Işıklar yanmadığında ne olduğunu hep birlikte yaşadık. Ayrıca enerji ucuz, erişilebilir ve rekabetçi olmalı. Üçüncü olarak ise mümkün olan her durumda temiz enerjiye geçiş desteklenmeli” diye konuştu.
Avrupa’nın son yıllarda enerji politikalarında fazlasıyla ideolojik bir yaklaşıma yöneldiğini söyleyen Romanya Bakanı, “Bu yaklaşımın sonuçlarını da hep birlikte yaşıyoruz. Kendi ülkemden bir örnek vermek isterim: 2009 ile 2022 yılları arasında kömür ve gaz santrallerinden toplam 7 bin megavatlık bir kapasite kaybettik. Bunun sonucunda, şu anda enerjimiz olması gerekenden iki kat daha pahalı. Bunun temel sebeplerinden biri de emisyonlar üzerine uygulanan ağır vergiler. Ayrıca Avrupa’nın kendi içinde tam anlamıyla birbirine bağlı olmadığını da görmek gerekiyor. Örneğin Romanya, Bulgaristan ve Yunanistan gibi ülkelerde çoğu gün Batı Avrupa’ya kıyasla daha yüksek elektrik fiyatları oluşuyor. Bu da rekabetçiliğimizi ciddi şekilde zorluyor” dedi.
Enerji güvenliğini sağlamanın birinci koşulunun iş birliği olduğunu vurgulayan Sebastian-Ioan Burduja, “Bugün enerjiyi sadece üretmek değil, fazla üretim olduğunda bunu paylaşabilmek, eksik olduğunda komşudan temin edebilmek kritik hale geldi. Enerji güvenliğinin anahtarı; iş birliği, enterkoneksiyon ve bölgesel dayanışmadır. Bugün enerjide asıl ihtiyacımız olan şey ideoloji değil, gerçekçilik ve iş birliği” dedi.