AHMET ALEMDAR / TSK’nın Pençeleri Bileniyor: Milli Hücumbot, Eurofighter Ve Altay


Cumhuriyetimizin 102. yıl dönümünü kutladığımız bu haftada şanlı Türk Ordusunun etkinliğini pekiştirecek gelişmelere tanıklık ettik. Türk Silahlı Kuvvetleri‘nin (TSK) modern harp sistemleriyle donatılmasına yönelik politikaların somut çıktıları ardı ardına geldi. Deniz Kuvvetleri Komutanlığı‘nın ‘Türk Tipi’ yeni nesil hücumbot ihtiyacına yönelik milli imkânlarla tasarlanan ve inşa sürecine başlanan Milli Hücumbot projesinde omurga kızağa alındı. Hava Kuvvetleri Komutanlığı‘nın öncel ihtiyaçları kapsamında Eurofighter Typhoon savaş uçaklarının tedariki için anlaşma imzalandı. Kara Kuvvetleri Komutanlığı zırhlı birliklerinin yüksek ateş gücünü temsil eden ana muharebe tankı ihtiyacında milli tankımız ALTAY’ın ilk seri üretim teslimatı yapıldı. Tüm bu gelişmeler Türk savunma ve güvenlik mimarisinin geleceğinde önem arz etmektedir.
Sınırların Ötesinde Tasarım: Milli Hücumbot
Deniz Kuvvetlerinin modern deniz harp ihtiyaçlarına yönelik milli imkânlarla tasarım ve inşa faaliyetleri devam etmektedir. MİLGEM projesi ile korvetler, fırkateynler, karakol ve özel maksatlı gemiler inşa eden sektör; mevcutta MİLDEN, TF-2000, MUGEM ve hücumbot gibi yeni nesil platformlar inşa etmektedir. Bu bağlamda tasarlanan ve inşasına başlanan Milli Hücumbot projesinde omurga / blok törenle kızağa alındı. Türk savunma sanayiinin denizcilik alanındaki kabiliyetlerinde özgün tasarım önemli bir yere sahipken Milli Hücumbot projesini “ustalık eserlerinden” biri olarak ifade etmek yanlış olmayacaktır.
STM’nin yoğun çalışmaları sonucunda Donanma için “en donanımlı” tasarım ortaya çıkarıldı. Türk Donanmasının yüksek teknoloji donanım ve harekât kabiliyeti beklentisine yönelik tasarlanan hücumbot envantere girdiğinde en uzun ve yüksek tonajlı hücumbot olarak Mavi Vatan’daki hak ve menfaatlerin bekçisi olacak. Yüksek yerlilik oranı ile inşa süreci devam eden Hücumbot, Türk savunma sanayiinin geliştirdiği silah, radar ve sensör sistemleriyle donatılacaktır. Sığ sularda ve ağır deniz koşullarında dahi görev yapabilecek şekilde tasarlanan Hücumbot düşük radar kesit alanıyla da hasımların tespit faaliyetlerinden kaçınabilecek. Türk Deniz Kuvvetlerinin envanterindeki insanlı ve insansız platformlarla (savaş gemileri, helikopter, SİHA vd.) müşterek harekât icra ederken milli muhabere çözümleriyle de etkinliği artacaktır. İhracat noktasında da önemli bir potansiyele sahip olan Hücumbota şimdiden ilgi mevcut.
Hava Kuvvetlerine Taze Kan: Eurofighter Typhoon Savaş Uçağı
Türkiye‘nin güvenlik mimarisindeki tüm yapıları günün gereksinimlerine uygun platformlarla donatma politikasında dış alıma şahit olduk. Türk Hava Kuvvetleri’nin ihtiyaçlarına yönelik yeni nesil jet motorlu uçakların (HÜRJET, KAAN) Türk savunma sanayii tarafından geliştirme süreçleri devam ediyor. Projelerin tamamlanıp filolar halinde envantere dâhil olacağı zamana kadar yüksek kabiliyetli savaş uçağı ihtiyacı için Birleşik Krallık ile Eurofighter Typhoon savaş uçaklarının tedariki için anlaşma imzalandı. Yeni tedarik modeliyle KAAN milli uçak filoları teşkil edilinceye kadar Türk Hava Kuvvetleri caydırıcılığını üst seviyede tutmaya devam edecektir.
Anlaşma kapsamında Birleşik Krallık’tan 20 adet Eurofighter Typhoon savaş uçağı ve ilgili diğer hizmetler yaklaşık 5,4 milyar sterlin bedelle tedarik edilecek. Bedelin yüksek olduğu noktasında çeşitli öncel eleştiriler olsa dahi paket içeriği henüz bilinmemektedir. Bu noktada Türkiye’nin sadece yeni bir savaş uçağı alımı yapmadığı, aynı zamanda yeni ekosistem tedarik ettiğini hatırlatmak gerekir. Savaş uçaklarıyla birlikte bunların silah ve sensör sistemleri, konuşlanacağı üslerin altyapısı, pilotaj eğitimleri, bakım ve lojistiğe dayalı sarf malzemeleri gibi oldukça geniş ölçekli tedarik söz konusudur. Ayrıca anlaşma kapsamında Türkiye’nin taleplerinin ve kazanımlarının hangi boyutlarda şekillendiği henüz bilinmiyor. Milli Savunma Bakanı Yaşar Güler açıklamasında “İngiltere’den 20 adet, Katar ve Umman’dan 12’şer adet Eurofighter Typhoon almayı planlıyoruz.” ifadesini kullandı. Anlaşma kapsamında “diğer ülkelerden alınacak savaş uçaklarına yönelik hizmetler yer alıyor mu? Türkiye’nin özelleştirme ihtiyaçları (mühimmat / alt sistem entegrasyonu) yer alıyor mu?” gibi soruların henüz yanıtsız kaldığını ifade etmek gerekir.
Gelinen noktada AESA radarlı ve uzun menzilli hava-hava angajmanlarına (METEOR füzesi) imkân veren, 4+ nesil olarak ifade edilen, Eurofighter savaş uçakları Birleşik Krallık’tan sıfır olarak tedarik edilecektir. Yüksek faydalı yük kapasitesine sahip Eurofighter savaş uçaklarına Türkiye’nin milli mühimmat ve alt sistemlerinin entegrasyonunun mümkün olması halinde ciddi bir etkinlik ordumuza kazandırılmış olacaktır. Katar ve Umman’dan alınacak ikinci el uçakların düşük uçuş saatlerine sahip olduğu ancak farklı nesillerde alt sistemleri olduğu bilinmektedir. Bunların idamesi için başlangıçta modernizasyon planlanıyor olabilir. Ancak 2026 başında ilk Eurofighter savaş uçaklarının Türkiye’ye konuşlanması gibi öncelikli bir öncelik olduğu bilinmektedir.
Kara Kuvvetlerine Sıfır Tank: ALTAY
Türk savunma sanayiinin en uzun soluklu projelerinden biri haline gelen ALTAY ana muharebe tankında nihayet seri üretim teslimatı gerçekleştirildi. Projede örtülü ve açık ambargoların da etkisiyle kayda değer gecikme yaşansa dahi, olumsuz havanın ilk teslimat ile dağıldığı görülmektedir. BMC’nin Yeni ALTAY nitelendirmesi hem olumsuz algının yıkılması hem de planlanandan daha kabiliyetli platformu envantere kazandırılması ile alakalı bir yaklaşımdır. TSK’ya 2023 yılında testler için teslim edilen iki adet ALTAY tankından alınan geri beslemeler ile nihai haline kavuşan ALTAY’ın ilk seri üretim teslimatları törenle yapıldı. İlk teslimatları Kore motoru ile yapılan ALTAY tankının 2026 sonunda halihazırda testleri devam eden yerli güç grubu BATU ile yapılması hedeflenmektedir.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın katıldığı tören ile ALTAY teslimatı ile Kahramankazan’daki BMC Tank ve Yeni Nesil Zırhlı Araçlar Üretim Tesisinin açılışı yapıldı. Avrupa’nın bu bağlamdaki en modern tesislerinden olan yeni yatırım kapsamında; mühendislik, üretim, test ve entegrasyon birimleri aynı kampüs içinde çalışacak. Burada ALTAY tanklarının yanı sıra 8×8 ALTUĞ zırhlılarının da üretimi yapılacak. Tesisin seri üretim kapasitesi yıllık olarak ALTAY tankı için 96 ve ALTUĞ zırhlısı için 120 adet olarak açıklandı. Seri üretim teslimatlarının ise kademeli olarak artması planlanırken BMC’nin ihracat için özel girişimleri olacak. Başta Katar olmak üzere yeni nesil ana muharebe tankı ihtiyacına yönelik özelleştirilmiş çözümler ile pazarda aktif oyuncu olunmak istenmektedir.
Sonuç Olarak: Gelecek Milli Mühendislikte
Türkiye’nin savunma sanayiinde kaydettiği tarihi gelişim süreci sadece başlatılan proje sayısı ya da üretilen platformların sayısıyla değil stratejik vizyonla nasıl ilişkilendirildiğiyle anlam kazanmaktadır. Bilhassa son dönemde Kara, Deniz ve Hava Kuvvetlerimizin ihtiyaçlarına yönelik olarak eş zamanlı olarak atılan kritik adımlar sadece bağımlılık sarmalından kurtulmak değil, alternatif tedarikçilerle de yeni bir denge politikası izlediğini göstermektedir.
Milli Teknoloji Hamlesinin zuhur ettiği yerli çözümlerle güvenlik yapısını inşa etme arzusu pragmatik gerçeklikle yapılan ithal tedariklerle de zaman zaman desteklenmektedir. Örtülü ve açık ambargolarla engellenmek istenen, zaman kaybettiren yaklaşımlara karşı Türkiye milli projelerde yabancı ortaklıkları pragmatik bir araç olarak kullanmaya devam etti. Nihai hedef ise daima tam bağımsız milli sistemler (KAAN, BATU) olarak belirlendi. Türkiye bugünün acil ihtiyaçlarını giderirken, yarınını siyasi irade ve milli mühendislik ile inşa etmektedir.


