

MERZ’İN AÇIKLAMALARI
“TÜRKLER TOPLUMUMUZUN BİR PARÇASI”
Almanya Başbakanı Friedrich Merz’in konuşmasından satır başları ise şöyle; Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın beni Türkiye’ye davetinden dolayı teşekkür ediyorum. Dostane misafirperverliğiniz için çok teşekkürler. Bu özel bir gün, çünkü ortak tarihimizi bugüne kadar şekillendiren bir dönüm noktasını hatırlıyoruz. Bu, söylediğimiz gibi iş gücü anlaşmasının başlangıcıydı. O zamanlar “misafir işçi” olarak tanımladığımız insanlar çağrıldı, ama sadece işçiler değil, aileleriyle birlikte insanlar Almanya’ya geldi.
Bu insanlar olmasaydı, bu aileler olmasaydı, Almanya 60 yıl önce ekonomik kalkınmayı aynı şekilde başaramazdı. Bugün o zaman gelen insanlar artık üçüncü kuşakta Almanya’da yaşıyorlar. Bazıları tarih yazıyor; örneğin bilim insanları arasında BioNTech kurucuları Sayın Uğur Şahin ve Profesör Doktor Özlem Türeci gibi. Bazıları hemşire, polis memuru olarak toplumumuzda sorumluluk taşıyorlar. Ve büyük bir çoğunluğu artık kendilerini devletimizin ve ülkemizin bir parçası, vatandaşları olarak görüyorlar. Çünkü onlar bu toplumun bir parçası.
Bu hepimize fayda sağlıyor ve günümüzün ekonomik rakamları bunu açıkça gösteriyor. Şu anda Almanya’da 80 bin Türkiye kökenli işletmeci, yaklaşık 400 bin kişiye istihdam sağlıyor. Türkiye’de ise yaklaşık 500 Alman şirketi, 200 bin kişiye istihdam sağlıyor. Bu da bağlarımızın eşsiz bir şekilde geniş ve derin olduğunu gösteriyor.
Dün Ankara’ya geldim. Dün, Türkiye Cumhuriyeti’nin Millî Bayramı idi. Bu vesileyle Sayın Cumhurbaşkanı, sizi ve Türk halkını Cumhuriyet Bayramı dolayısıyla bir kez daha kutlamak istiyorum.
Bu ilk ziyaretimle Ankara’da bir mesaj vermek istiyorum: Gelin, ilişkilerimizin sunduğu olağanüstü potansiyeli önümüzdeki yıllarda daha da iyi değerlendirelim. Buna zorunluyuz; zira yeni bir jeopolitik sürece giriyoruz ve bu süreçte büyük güçlerin siyaseti belirleyici olacak. Buradan şu sonucu çıkarıyorum: Alman olarak, Avrupalı olarak stratejik ortaklıklarımızı geliştirmeliyiz ve Türkiye bu süreçte devre dışı kalmamalıdır.
“NATO’DA DA ÇOK YAKIN MÜTTEFİKLERİZ”
Burada sağlam bir temel üzerinde inşa edebiliriz. Toplumlarımız ve ekonomilerimiz, az önce de söylediğim gibi, çok yakın bağlar içindedir. Aynı zamanda NATO’da da çok yakın müttefikleriz. Türkiye, neredeyse bizi meşgul eden bütün dış politika ve güvenlik politikası konularında çok önemli bir aktördür.
Bu temel üzerinde çalışmaya devam edeceğiz ve yeniden bir stratejik diyalog başlatacağız. Güvenlik politikaları alanında daha yakın iş birliği içinde olacağız. Örneğin, daha önce de değindiğimiz Eurofighter uçaklarının alımı konusunda. Tabii ki bu ortaklığın birçok fırsat sunduğunu da belirtmek istiyorum. Örneğin, ulaştırma ve demiryolları konusunda önemli gelişmeler yaşayabiliriz. Birçok açıdan bu yeni jeopolitik durumda daha yakın bir iş birliği içinde olmayı sağduyu gerektiriyor. Bu, her iki tarafın da stratejik çıkarınadır. Türkiye ile Almanya arasındaki olgun bir ortaklık, tabii ki hassas konuları da açık ve güvene dayalı bir şekilde ele almamızı gerektiriyor. Heyetlerimiz arasında ve baş başa görüşmemizde de bunu yaptık.
Sayın bayanlar ve baylar, ele aldığımız bazı konulara kısaca değinmek istiyorum. Almanya ve Türkiye, NATO müttefikleri olarak aynı çıkarlara sahiptir. Ankara’da da biliniyor ki, Rusya’nın militan revizyonizmi Avrupa’nın ve Atlantik bölgesinin güvenliğini bir bütün olarak tehdit ediyor. Bu nedenle, Lahey’deki NATO Zirvesi’nde verilen kararları kararlılıkla uyguluyoruz.
Bu bağlamda, Almanya’nın da onayını verdikten sonra Türkiye’nin 20 Eurofighter uçağını alma kararından dolayı mutluluk duymaktayız. Şu konuda hemfikiriz: Bu uçaklar hepimizin ortak güvenliğine hizmet edecektir.
Göç konusunu da ele aldık. Geri göndermeler konusunda iş birliğimiz son derece önemlidir ve geçtiğimiz aylardaki iş birliğimizi sürdürmek istiyoruz. Mayıs ayından bu yana, geçtiğimiz yılın tamamında yapılandan daha fazla geri gönderme gerçekleştirdik. Fakat bu konuda daha fazla ilerleme kaydetmemiz gerekiyor ve ekiplerimiz bu yönde çalışacak.
Uluslararası krizler konusunu da ele aldık. Ukrayna Savaşı’nın en kısa zamanda sona ermesi konusunda hemfikiriz. Başkan Trump geçen hafta şunları ifade etti: Moskova’nın ateşkesi kabul etmesi, müzakereleri kabul etmesi lazım ve bunların mevcut cephe hattından hareketle gerçekleşmesi gerekir.
Avrupa Birliği için de bu konudaki görüşmeler hakkında Sayın Cumhurbaşkanı’na bilgi verdim. Aynı zamanda Avrupa Birliği’nde, Rusya’nın dondurulmuş hesaplarından Ukrayna’nın silahlanması konusunda ilerleme kaydediliyor. Şu anda Avrupa Birliği ile Amerika Birleşik Devletleri’nin eş zamanlı olarak yaptırımlar kararlaştırması ele alınıyor. Daha sonra, tabii ki, Birleşmiş Milletler’in bu yaptırımları uygulaması gerekiyor.
Biz bu yaptırımları uygulama konusunda kararlıyız ve baypas edilmemesi için çalışmalıyız. Hedefimiz olan Rusya’yı müzakere masasına oturtma konusunda ilerleme kaydedeceğiz.



