MAHMUT ÖVÜR / Türkiye NTE’nin farkında, peki CHP?


Çok partili hayata geçtikten sonra Türkiye’de iktidar ile muhalefetin ortaklaştığı meseleler neredeyse yok denecek kadar azdır, nadirdir. Tıpkı Nadir Toprak Elementleri konusunda olduğu gibi… Bunun en önemli nedeni herhalde muhalefeti 75 yıldır ağırlıkla CHP’nin temsil etmesi. Geriye dönüp bakın; otoyollara, köprülere, barajlara, kendi altınını çıkarmaya, havaalanlarına, yerli otomobile, savunma sanayii hamlelerine hep karşı çıkan bir CHP aklı vardı. Bırakın köprüleri, “Bu kadar enerjiyi toprağa mı vereceksiniz, kurbağalara göl yapılıyor” diyen bir CHP aklı.
Benzer karşı çıkışları, “Libya’da ne işimiz var” diyerek dış politikada da gördük.
Şimdi o CHP’nin savrulan yeni versiyonu, bu kez tersten bir hamleyle “nadir elementler” meselesine el attı. CHP Genel Başkanı Özgür Özel büyük oranda Başkan Erdoğan‘ın ABD gezisindeki etkinliğini gölgelemek için bodoslama girdiği “nadir elementler” meselesiyle ilgili şöyle diyordu:
“Nadir elementleri Trump’a çuval çuval, kamyon kamyon verecek.”
BU NASIL BİR İKİYÜZLÜLÜK
Özel‘in bu alana bodoslama girdiği o kadar açıktı ki, kendi partisinin nadir elementlerle ilgili yatırıma karşı çıktığından bile haberi yoktu.
Tokat gibi cevap, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Alparslan Bayraktar’dan geldi:
“Eskişehir Beylikova’da yerli ve milli teknolojimizle Türkiye’nin kaderini değiştirecek Nadir Toprak Elementleri Tesisi’ni kurmak istedik. Ama ilk engel yine CHP’li Eskişehir Büyükşehir Belediyesi’nden geldi. ÇED olumlu raporuna rağmen, bilimsellikten uzak iddialarla yürütmeyi durdurma davası açtılar. Bugün çıkıp ‘Neden maden işletmiyorsunuz?’ diye soruyorlar. Bu nasıl bir ikiyüzlülük!”
İşin daha ilginç tarafı, Türkiye’nin son 10 yılda enerji ve maden alanında son 100 yılda atılmayan adımları atmış olması ve hazırlanması.
2017 yılında dönemin bakanı Berat Albayrak‘ın öncülüğünde, “Milli Enerji ve Maden Politikası” oluşturulmuş ve bu strateji ekseninde “Yeşil Kitap” hazırlanmıştı. Bakan Albayrak daha sonra yazdığı, “Burası Çok Önemli” kitabının “Cevherin Peşinde” bölümünde aynen şöyle diyordu:
“Maden Tetkik Arama (MTA) kurumumuzu harekete geçirerek ülkemizin yeraltı kaynaklarının adeta MR’ını çektik. Jeo-fizik haritası için bizim zamanımıza kadar hiçbir çalışma yapılmamıştı.”
NTE ENSTİTÜSÜ KURULDU
Bu dönemin yeni keşiflerinden biri de Nadir Toprak Elementleri (NTE) idi. Türkiye, özellikle Çin-ABD ticaret savaşlarıyla gündeme gelen bu konunun stratejik önemini fark ettiği için harekete geçmiş ve önemli adımlar atmıştı. Çünkü dünyanın en önemli rezervine sahip iki önemli sahası vardı: Eti Maden bünyesindeki Eskişehir Beylikova ve MTA bünyesindeki Malatya Kuluncak.
Rafinasyon konusunda Ar-Ge ve teknoloji kadar çevre hassasiyetine de dikkat çeken dönemin Bakanı Albayrak, Türkiye’nin nasıl hazırlandığına ilişkin de şunları yazıyordu:
“Biz ülke olarak bu konudaki gidişatı öngördüğümüzden 2018 yılında Enerji Bakanlığımız bünyesinde bu ürünlere ilişkin her türlü iş geliştirme ve Ar-Ge çalışmalarını yürütmek üzere Nadir Toprak Elementleri Araştırma Enstitüsü’nü (NATEN) kurduk. Dünyada sadece birkaç ülkenin sahip olduğu bu elementleri geliştirme teknolojisine ve kapasitesine ülkemizin de hızlı bir şekilde ulaşması için kurumlarımıza ve bilim insanlarımıza büyük iş düşüyor.”
Gel de Nâzım‘ın o sözlerini hatırlama:
“Ben bir ceviz ağacıyım Gülhane Parkı’nda. Ne sen bunun farkındasın ne de polis farkında…”



