Cenevre dönüm noktası oldu: Kıbrıs’ta iki devletli çözüm masada
Dışişleri Bakanlığı kaynaklarından edinilen bilgiye göre, Cenevre’de 27-29 Nisan 2021’de düzenlenen gayriresmi 5+BM toplantısında, KKTC Cumhurbaşkanı Ersin Tatar başkanlığındaki Kıbrıs Türk tarafı, iki toplumlu ve iki kesimli federasyon modelinden desteğini çektiğini açıkladı ve Kıbrıs meselesinin çözümüne dair yeni vizyonunu (iki devletli çözüm vizyonu) ortaya koydu.
Türkiye tarafından da tam destek verilen söz konusu vizyon çerçevesinde, yarım asırdır denenen federasyon temelli müzakere süreçlerinin bugüne kadar Ada’ya çözüm getiremediğine ve Ada’da halihazırda iki ayrı devlet ve iki ayrı toplum bulunduğu gerçeğine işaret ediliyor.
Kıbrıs meselesine Ada’nın gerçeklerine uygun, adil, kalıcı ve sürdürülebilir bir çözüm bulabilmenin yolunu açacak resmi müzakerelerin başlatılabilmesi için öncelikle Kıbrıs Türklerinin özden gelen haklarının (egemen eşitlik ve eşit uluslararası statü) uluslararası toplum tarafından tescil edilmesi gerektiği vurgulandı.
Ocak 2024’te Kolombiya eski Dışişleri Bakanı Maria Angela Holguin Cuellar’ın BM Genel Sekreteri’nin Kıbrıs konusundaki Şahsi Temsilcisi olarak atanmasına, Holguin’in görev tanımının Ada’daki iki taraf arasında yeni resmi çözüm müzakerelerinin başlatılmasına ilişkin ortak zemin bulunup bulunmadığının araştırılmasıyla kısıtlı tutulması ve görev süresinin 6 ayı aşmaması şartıyla Kıbrıs Türk tarafıyla istişare edilerek onay verildi.
Bu süre zarfında Ada’da temaslarda bulunan Holguin, görev süresi sonunda (Temmuz 2024) BM Genel Sekreteri’ne bir rapor sundu, ancak raporun içeriği kamuoyuyla veya taraflarla paylaşılmadı.
15 Ekim 2024 tarihinde New York’ta gerçekleştirilen gayriresmi üçlü akşam yemeğinde kararlaştırıldığı üzere BM Genel Sekreteri’nin ev sahipliğinde Ada’daki iki tarafın liderlerinin, Dışişleri Bakanlarının ve İngiltere Devlet Bakanı’nın katıldığı genişletilmiş formatlı gayriresmi toplantı, 17-18 Mart tarihlerinde Cenevre’de gerçekleştirilirken, söz konusu toplantıda, ilk defa federal model gündeme alınmadı; telaffuz dahi edilmedi.
Bu itibarla, Cenevre’deki toplantı 60 yıllık Kıbrıs meselesinde yeni bir noktaya gelindiğini de ortaya koyarken, toplantıda, Kıbrıs Türklerinin tezleri doğrultusunda ve Ada’daki taraflar arasında Kıbrıs meselesinin nihai çözümü bağlamında ortak zeminin bulunmadığı mevcut ortamda, BM Genel Sekreteri’nin de isteği üzerine, Ada’daki iki halka da yarar sağlayabilecek işbirliği alanlarının keşfine odaklanıldı.
Taraflar arasında Ada’da iki halkın günlük yaşam kalitesini artıracak bir dizi iş birliği alanı üzerinde durulurken, bu çerçevede liderler, yeni geçiş noktalarının açılması, Ada’nın mayınlardan arındırılması, çevre ve iklim değişikliği, Ara Bölge’de güneş enerjisinden elektrik üretimi, mezarlıkların restorasyonu ve gençlik konusunda bir teknik komitenin kurulması konularında ilerleme sağlanması üzerinde mutabık kaldı.

TÜRKİYE’NİN ADIMLARI NETİCESİNDE BU NOKTAYA GELİNDİ
Bu alanlara ilaveten önümüzdeki döneme ilişkin bir takvim üzerinde de anlaşmaya varıldı ve bu çerçevede temmuz sonunda benzer bir formatta, ikinci bir gayriresmi toplantının düzenlenmesi kararlaştırıldı.
Bu toplantı kapsamında taraflar yeniden bir araya geldiğinde anılan iş birliği alanlarında kaydedilen gelişmelerin ele alınması planlanıyor ve BM Genel Sekreteri’nin bu bağlamda bir Şahsi Temsilci ataması öngörülüyor.
Türkiye’nin Kıbrıs meselesinde yürüttüğü tavizsiz politikaların neticesinde bu noktaya gelinmesi önem taşırken, Kıbrıs sorununun bugüne kadar çözümsüz kalması Rum tarafının, siyasi ve ekonomik kaynakları Kıbrıs Türkleriyle paylaşma düşüncesini sindirememesinden kaynaklanıyor.
Türkiye, Ada’da iki halk ve iki devlet olduğunu vurgularken, BM Genel Sekreteri’nin de sahadaki gerçekliklere göre tavsiyelerde bulunması memnuniyetle karşılanıyor.
Ankara’nın, Avrupa Birliği (AB) dahil üçüncü taraflardan beklentisi, “Birlik dayanışması kisvesi altında” Rumları desteklemeyi bir yana koyup, BM Genel Sekreteri’ni desteklemesi.