F.Bahçe’nin en büyük kozu Tedesco

ÖZBOSTAN: Fenerbahçe, bir türlü oyunuyla taraftarını ve camiasını mutlu edemiyor. Avrupa Ligi’nde Stuttgart maçı var. Şansı nedir?
BİLGİÇ: İlk 45 dakika mükemmele yakın oynadılar. Demek ki bu takımın bir potansiyeli var. İkinci yarıdaki kırılmanın temelinde öz güven eksikliği yatıyor. F.Bahçe taraftarı, rakibi değil kendi oyuncularını ıslıkladı. Sahaya bir de dinamit attı. Stuttgart maçında da benzeri olacak. Bu kadar kırılganlık iki yerde çözülür. Birincisi; soyunma odasında oyuncuları öyle bir motive edersiniz ki bambaşka bir yürekle sahaya çıkarlar. İkincisi; işler kötü giderken taraftarın devreye girmesi. F.Bahçe takımının ’12 numaraya’ ihtiyacı var. Bir kazanma serisi, oturmuş bir oyun planı, taşları yerinde olan bir takım oluşana kadar destek almalılar. Yoksa ‘yalnız yürüyen’ bir grup olurlar ki geçen sezonlar bile mumla aranır.
GÜNEN: Takıma her yıl çok oyuncunun katılımıyla bir takım olgusunu getirebilmek çok zordur. Bir de Mourinho’nun geldiği günden beri her maçta değişik oyuncularla sahaya çıkmak, başarısızlığın en önemli nedenlerinden. Bu arzu edilen, beklenilen bir takım olgusu içinde mücadele eden yapıyı olanaksız kılmakta. Son Karagümrük karşılaşmasında bu gerçek bir kez daha öne çıktı. Şimdi Avrupa’da Stuttgart maçı var. Disiplinli bir Alman ekibi. Her ne kadar geçen yılki performanslarından uzak olsalar da F.Bahçe’nin bu dağınık durumundan yararlanabilirler.
GÜLTİKEN: Aslında oyun olarak belli bir noktaya doğru ilerleyen bir F.Bahçe var. Fakat oyunun 90 dakikasına hükmedebilen bir seviyeye henüz gelemedi. Burada bazı oyuncuların form grafiği ile ilgili de eksiklikler var. Özellikle Fred’i F.Bahçe çok arıyor. Asensio’nun başarısı öne çıkıyor. F.Bahçe bu oyuncunun arkasını doğru doldurabilse biraz daha rahatlayacak. Stuttgart maçında Tedesco ön plana çıkıyor. Çünkü Alman futbolunu çok iyi bilen bir teknik adam. Doğru bir oyunun yanında doğru bir kadro da seçmesi gerekiyor. Görünen o ki Tedesco da oyuncuları yüzde 100 tanıma yolunda hâlâ ilerlemeye çalışıyor. F.Bahçe’nin kazanabilecek bir kadrosu var. Önemli olan bu tür maçlarda seçilecek 11 ve taktik konusunda doğru hareket etmek.
TÜZEMEN: Tedesco hâlâ sistemden bahsediyor. F.Bahçe’nin elinde güçlü oyuncular olmasına rağmen Akdenizli Alman Tedesco, hâlâ istikrarlı kadroyu kuramıyor. Karagümrük maçında yaşanan pozisyonları Stuttgart yakalarsa gole çevirir. Alman takımının fizik gücü çok iyi, dirençleri yüksek, ayağa iyi pas yapıyorlar, saha içinde çabuk hareket ediyorlar ve en büyük özellikleri de doğru pozisyon alıyorlar. Tedesco’nun Fenerbahçesi tıpkı Galatasaray gibi, Stuttgart’a karşı geniş alan bırakmadan oynamalıdır. Kerem ve Nene gibi defans arkasına hızlı sarkabilecek oyuncularla da istedikleri sonucu yakalayabilir.
ÇARESİZ BAKIŞ KARTAL’A FAYDA GETİRMEZ
ÖZBOSTAN: Beşiktaş, Sergen Yalçın ile de istediği havayı bulamadı. Şok bir yenilgi daha yaşadı. Siyah-beyazlılarda geleceği nasıl görüyorsunuz?
BİLGİÇ: Herkesten farklı düşünüyorum. Mağlubiyet Sergen hocaya fatura edildi. Böyle bir rakip karşısında Beşiktaş gibi bir kadronun giren-çıkanı tartışılmamalı. Elbette rakibin direnecek, sahadakiler de imzaladıkları bol sıfırlı sözleşmelerin hakkını verecek. Üstelik öne de geçtiler. Yönetim orta sahadaki merkez ikiliyi (Orkun-Ndidi) boşuna kaptan yapmadı. Bu iki oyuncunun mücadele gücüne diğerlerinin yanıt vermesi lazım. Sergen hocayı eleştireceğim tek nokta, hâlâ şikâyet etmesi. Takımı, oyuncuları ve süreci bilerek geldi. Görevi şikâyet ettiği oyunculardan performans almak.
GÜNEN: Beşiktaş da aynı F.Bahçe gibi transfer sirkülasyonu fazla olan bir takım. Ama özellikle savunma oyuncuları konusunda bir türlü gerekli yeterlilikte oyuncu transferleri yok. Kendisinden beklentilerin büyük olduğu Orkun istenen düzeyde değil. Geçen sezondan beri sol ve sağ kenarda sorunlar giderilmedi. G.Birliği maçında ise koşullar ne kadar olumsuz da olsa Beşiktaş gibi takımın oyunun son dakikalarında iki golü kalesinde görmesinin ise futbolda izahı yok.
GÜLTİKEN: Beşiktaş’ta birkaç yıldır gelen teknik adamlar ve yönetimler sürekli bir mazeret paketinin üzerinde oturuyor ve kimse sorumluluk almadan geleceği işaret ediyor. Futbolun bugününü doğru yönetemezseniz geleceğini inşa edemezsiniz. Sürekli ‘Transfer gelecek her şey düzelecek’ cümleleriyle devam etmek Beşiktaş’ı bu noktaya getirdi. Birilerinin bu sorumluluğu alması gerekiyor. “Ben burada yoktum, bunlar olmuş’ bakış açısıyla devam etmek görevde olan herkesi tartışılır hale getiriyor. O yüzden birinci konu, olandan en iyisini alabilmek olmalı.
TÜZEMEN: Sergen hoca, Beşiktaş’ı yönetmeye zihinsel olarak tam hazır değil. Maç sonu defalarca ve ısrarla söylediği, “Yolumuz uzun ve zor” sözünü çaresizlik olarak görüyorum. Sergen hocanın da ana sorunu, hâlâ istikrarlı bir kadroyu yakalayamamak. Ayrıca Beşiktaş’taki kaptanlığın el değiştirmesi bence takım içi dengelere de olumsuz yansıdı. Rafa Silva’nın Beşiktaş ile ilgili resimleri silmesi bence Portekizli yıldızın ‘Ben de kaptan olmalıydım’ anlayışı içinde olduğunu gösteriyor. Sergen hoca, eğer Beşiktaş’ın yolu uzun ve zorsa, tünelin ucunda ışığı göremiyorsa gerekeni yapmalı, istifayı bile düşünmelidir. Çünkü bu anlayış ve çaresizlikle Sergen hoca Beşiktaş’a çok faydalı olamaz.
BODO MAÇINI DA SANE ÇÖZECEK!
MURAT ÖZBOSTAN: Galatasaray, Şampiyonlar Ligi’nde yarın Bodo/Glimt karşısına hangi kadroyla çıkmalı, şansı nedir?
GÜRCAN BİLGİÇ: Osimhen, Sane ve Singo Şampiyonlar Ligi için alındı. Bir tanesi sakat ama diğer ikisi geçmişte yapamadıklarını yapmak için planın içinde. Başakşehir rüzgârını arkasına almış bir oyuncuyu yedeğe koyarsanız, onu kaybedersiniz. Yunus maç kazandırıyor, Sane ise seni finale götürür. Tabii ki Bodo maçı farklı olacak. Çabuk oynayan, çok koşan, daha organize takım. İçeride oynamak avantaj ama G.Saray, ofansif coşkusunu kontrollü kullanmalı.
İSKENDER GÜNEN: Bodo, yabana atılacak takım değil. Atletik özelliği öne çıkaran ve fiziksel anlamda da gerçekten sorun çıkartabilecek bir takım. Özellikle Tottenham ile yaptıkları maçı hatırlayalım. Okan Buruk, çıkaracağı 11’de mutlak orta alanda daha dirençli oyunculara yer vermeli. Bir de önde son maçta iki gol atan, fiziksel anlamda istenen düzeyde görünmese de sezon başındaki durumundan farklı Sane ile başlamalıdır.
ALİ GÜLTİKEN: Rotasyon kelimesini şu anda en başarılı uygulayan takım G.Saray. Fakat şunu çok net görüyoruz ki Davinson Sanchez, Jakobs, Osimhen, Yunus gibi oyuncular, buna Sane’yi de ilave edebiliriz, Şampiyonlar Ligi için daha fazla öne çıkan oyuncular. Yapılan rotasyonların da sebebinin bu olduğu açık. Sağlıklı olsaydı Singo’yu da bu listede sayabilirdik. Sane önemli bir oyuncu. G.Saray’daki başlangıcı çok arzu edilen gibi olmasa da üst seviyede oynamış bir isim. O yüzden Şampiyonlar Ligi’nde oynamasını beklemek de son derece doğal.
LEVENT TÜZEMEN: Bodo koşu kalitesi çok yüksek bir takım. Skor olarak geriye düşseler dahi asla kırılmıyorlar. Okan Buruk, Liverpool taktiğini Bodo’ya da uygulamalı, asla geniş alanda oynamamalı. Liverpool maçındaki kadro Singo hariç aynen sahada olmalı, Başakşehir maçının yıldızı Sane de 11’de başlamalı. Çünkü G.Saray, hızlı hücuma kalktığında rakip savunmaların arkasına göndereceği en hızlı oyuncusu Sane olacak. Alman yıldız pozisyon bulmakta zorlanmaz.
TRABZONSPOR SAYGIYI HAK EDİYOR
ÖZBOSTAN: Trabzonspor sağlam adımlarla yoluna devam ediyor. Galatasaray’ı zorlayacak tek takım mı?
BİLGİÇ: Rize maçını kazandılar. Yeni takım, yeni hoca derken sonuçların öneminin altını çiziyoruz. Ama Trabzon’un ‘Ben her maçı kazanırım’ diyen bir oyunu yok. Geçmiş senelerde Nwakaeme bir şeyler yapıyordu, şimdi Onuachu. Tek oyuncunun sırtına binerek hedefe yürüyemezsiniz. Fatih hoca da bunun farkında. F.Bahçe karşısında da takımını birinci bölgeye çekti, Rize maçında da savunarak kazanmak zorunda kaldı. Eğer ‘yarışta varım’ diyeceklerse ilk 5’tekilere yenilmemeli.
GÜNEN: Trabzonspor’un genç oyunculardan kurulu bir kadro ile sahada yer aldığını görmekteyiz ama her hafta alınan sonuçlara ve puanlara rağmen acımasızca eleştirilen bir takım var. Bardağın dolu tarafına bakan yok. Rizespor maçında ilk yarım saatlik Trabzonspor’un ortaya koyduğu oyunu bir kenara bırakıp 60 dakikalık sürede Rizespor’un baskısının konuşulduğunu gördük! Ama Rizespor’un direkten dönen bir topundan başka bir şey yok. Fatih Tekke ve ekibi, bu kadar genç oyunculardan kurulu bir takımla dışarıdan takıma katkı yapabilecek yeterlilikte oyuncusu olmamasına rağmen 20 puan alma başarısı göstermişse saygı duymak gerekmekte.
GÜLTİKEN: Trabzonspor’un iyi başladığı ve istikrar vadettiği çok açık. Bir oyun oturttular, bunu geliştirmeye devam ediyorlar. Onuachu gibi birçok takımın kaderini değiştirebilecek bir oyuncuya sahipler. Fatih hocanın da ne yaptığını bilen bir teknik adam olması, Trabzonspor’u şampiyonluğun iddialı takımlarından biri haline getiriyor.
TÜZEMEN: Trabzonspor, iyi oynamasa da rakiplere pozisyon verse de kazanmaya devam ediyor. Teknik direktör Fatih Tekke, omurgayı oturttu. Oyuncular da hocanın tercihlerine ve değişikliklerine saygı duyuyorlar. Trabzonspor’un şampiyonluk yarışında olması için derbi maçlarından üstün çıkması gerekir.