GÜNDEMMANŞETLER

Gök Vatan’ın Yerli Muhafızlarından gövde gösterisi! HİSAR-O, HÜRJET ve BAYRAKTAR KIZILELMA’nın önemi nedir? A Haber’de milli sistemlere dikkat çeken yorum: Yerli savunma gücüyle Türkiye bağımsızlık kazanıyor

Türkiye, savunma sanayisinde son yıllarda elde ettiği güçlü ivmeyle uluslararası alanda dikkatleri üzerine çekiyor. Kara, deniz ve hava unsurlarında modern savunma teknolojilerine dayalı projeleri devreye alarak envanterini sürekli güncelleyen Türkiye, dışa bağımlılığı azaltıp yerli ve milli üretim kapasitesini her geçen gün artırıyor.

Türk Silahlı Kuvvetleri’nin icra ettiği tatbikatlarda bu yerli sistemlerin yüksek başarıyla görev yapması, müttefik ülkelerde güven duygusunu pekiştirirken, hasım unsurlar üzerinde güçlü bir caydırıcılık etkisi oluşturuyor. Türkiye, savunma teknolojilerinde yakaladığı bu yükselişle bölgesinde istikrarın teminatı ve modern savaş teknolojilerinin öncülerinden biri konumuna geliyor.

HİSAR-0’DAN NOKTA ATIŞI: HEDEF YERLE BİR

Roketsan tarafından geliştirilen hava savunma sistemi ‘Hisar-O’nun test atışı Aksaray Atış Alanı’nda yapıldı. Milli Savunma Bakanlığı, test atışına ilişkin, “Hava Savunma Komutanlığı tarafından Hisar Test Atış Alanında, Hisar-O atışı başarıyla icra edildi” paylaşımda bulundu.

“HİSAR-0 TÜRKİYE’NİN “ÇELİK KUBBE” YAPISINDA KRİTİK BİR ROL OYNAYACAKTIR”

A Haber ekranlarında yayımlanan görüntüleri değerlendiren Askeri Stratejist Doç. Dr. Kemal Olçar, HİSAR-O sisteminin önemine dikkat çekerek savunma kabiliyetine dair değerlendirmelerde bulundu. Doç. Dr. Olçar açıklamasında şu ifadeleri kullandı:

“HİSAR-O, Türkiye’nin altı katmanlı hava savunma mimarisinde orta menzil görevini üstlenen sistemdir. Yaklaşık 25 kilometre ve üzeri menziliyle HİSAR-A ile SİPER arasında bir köprü işlevi görür. ASELSAN, Roketsan ve TÜBİTAK SAGE tarafından geliştirilen sistem, radar, komuta kontrol ve lançer altyapısının entegre çalışmasıyla hedefleri etkisiz hale getirebilir. Deneme aşamasını tamamlayan HİSAR-O, farklı irtifalardaki tehditleri maliyet-etkin biçimde imha etmeyi hedefler. Yapay zekâ destekli komuta kontrol sistemiyle entegre edildiğinde, Türkiye’nin “Çelik Kubbe” yapısında kritik bir rol oynayacaktır.”

HÜRJET 300’ÜNCÜ UÇUŞUNU GERÇEKLEŞTİRDİ

Türkiye’nin milli jet eğitim uçağı projesi HÜRJET, test sürecinde büyük bir aşamayı daha geride bıraktı. Türk Havacılık ve Uzay Sanayii (TUSAŞ) tarafından geliştirilen HÜRJET, 300. test uçuşunu başarıyla gerçekleştirerek mühendislik ve savunma sanayiinde kayda değer bir kilometre taşına ulaştı.

“HÜRJET RAKİPLERİNE KIYASLA BİÇİLMİŞ BİR KAFTAN”

Askeri Stratejist Doç. Dr. Kemal Olçar, Hürjet’in yakın hava desteğindeki önemine dikkat çekerek şu değerlendirmelerde bulundu:

“Hürjet, yakın hava desteği görevine odaklanan, alçaktan ve yakından uçup kara birliklerine ani destek sağlayan taktik/operatif seviye bir platformdur. F-16’ların da yakın hava desteği sunduğu ortamda Hürjet’in farkı; daha kısa mesafede, düşük irtifada ve çok hızlı tepki vererek kara birliklerinin önünü açabilmesidir.

Yakın hava desteği ani, kritik ve zaman duyarlı bir görevdir: sahada karşılaşılan beklenmedik düşman unsurlarına 3–5 dakika içinde müdahale edilmesi gerekir. Hürjet, bu çerçevede hızla havalanıp alçaktan hedefe yaklaşarak kuşatma, pusu ya da birlikte temas kaybı risklerini azaltacak biçimde doğrudan ateş desteği sağlar. Kara birlikleri ilerlerken düşmanın direncini kırmak, mayın tarlalarını, siperleri ve komuta kontrol noktalarını yumuşatmak için önce hava kuvvetleri harekâtı gerekir; Hürjet bu “ani destek” rolünde ön plandadır.

Hürjet, hem kara birliklerinin yolunu açmak hem de düşman hava savunma unsurlarını (ör. hava savunma bataryaları, Demir Kubbe gibi kısa menzil hava savunma birimleri) hedefleyip imha etmek için kullanılabilir. Taşıyabildiği mühimmat profili geniştir: milli akıllı mühimmat (MAM-L, MAM-C, MAM-O), hava-hava füzeleri (Bozdoğan, Gökdoğan), seyir füzeleri (SOM) ve doğruluk kontrollü silahlar (Cirit) Hürjet’ten atılabilir. Pratikte F-16’lardan kullanılan birçok mühimmat Hürjet’ten de kullanılabilmektedir; bu çok yönlülük Hürjet’i hem yakın hava desteğinde hem de hedef baskılamada esnek kılar.

F-16 ile karşılaştırıldığında Hürjet, hava-hava kapasitesi ve genel hava üstünlüğü rolünde F-16’nın yerini almaz; ağır hava-hava muharebelerinde F-16 ve daha büyük platformlar önceliklidir. Ancak kara gücüne yakın, ani ve hassas destek gerektiren senaryolarda Hürjet “biçilmiş kaptan”dır: manevra kabiliyeti, alçak irtifa etkinliği ve hızlı reaksiyon yeteneği kara birliklerinin operasyonel etkinliğini doğrudan artırır.”

MİLLİ GURUR BAYRAKTAR KIZILELMA BİR TESTİ DAHA BAŞARIYLA GEÇTİ

Türkiye’nin ilk insansız savaş uçağı Bayraktar KIZILELMA, zorlu bir testi daha başarıyla geçti. Gökyüzünde nefes kesen kabiliyetlerini sergiledi. Milli gurur KIZILELMA, “Orta İrtifa Sistem Tanımlama ve Performans Testi’ne alındı. Pistten teker kesildi ve Bayraktar KIZILELMA bir kez daha gökyüzünde süzüldü.

“BAYRAKTAR KIZILELMA PİLOT RİSKİ OLMADAN SAHADA OYUN DEĞİŞTİRİCİ OLACAK”

Bayraktar Kızılelma’nın, pilot riski olmadan hassas ve yüksek riskli görevleri başarıyla yerine getirebilen, sahada önemli bir avantaj sunan stratejik bir teknoloji olduğunu belirten Doç. Dr. Kemal Olçar, açıklamalarını şöyle sonlandırdı:

“Kızılelma, hâlen uçuş testleri süren insansız ve “görünmez” (düşük radar izi) bir savaş uçağıdır. Testlerde hız kademeli olarak artırılıyor (ör. 0,5 → 0,6 Mach gibi) ve uçağın gövde, aviyonik ve elektronik sistemlerinin gerçek uçuş koşullarına verdiği tepkiler ölçülüyor. Bu aşama; sürtünme, yapısal gerilmeler ve sistem davranışlarının güvenli sınırlar içinde olduğundan emin olmak için zorunludur. Şu anki operasyonel hızı sesin altında, yaklaşık 0,8 Mach civarındadır; yazılım ve aviyonik iyileştirmeleriyle bu yetenekler zamanla gelişecektir.

Neden önemli? Kızılelma, pilot riski olmadan tehlikeli görevleri üstlenebilecek şekilde tasarlandı. Yaklaşık 1,5 ton civarında faydalı yük taşıma kapasisi sayesinde büyük penetrasyon bombaları veya birden çok hassas mühimmat taşıyabilir; bu, tüneller, yeraltı sığınakları ve iyi korunan hedeflere nüfuz etme imkânı verir. Düşük radar/IR görünürlüğü ise tespit edilme olasılığını azaltır; bu sayede sürpriz saldırı ve sızma kabiliyeti artar.

Kızılelma aynı zamanda insanlı uçaklarla birlikte görev yapabilecek bir platform olarak planlanıyor. Örneğin KAAN veya F-16 gibi bir insanlı platformun komutası altında, bir pilotun yönettiği bir uçak birkaç insansız uçağı aynı anda koordine edebilir. Bu yaklaşım havadaki vurak görev etkinliğini ve güvenliğini yükseltir.

Özetle: Kızılelma pilot riski olmadan hassas ve tehlikeli görevleri üstlenebilen; yüksek mühimmat taşıma kapasisi ve düşük tespit olasılığı sayesinde hem tek başına hem de insanlı platformlarla birlikte sahada önemli bir avantaj sağlayacak bir teknoloji adımıdır. Bu avantajların tam olarak hayata geçmesi için sağlam bir komuta-kontrol ağı, düşük gecikmeli iletişim/ taktik veri linkleri ve sensör entegrasyonu gereklidir. Uçuş testleri ve entegrasyon çalışmaları tamamlandıkça Kızılelma’nın sahadaki katkısı somut şekilde artacaktır.”

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu