YAZARLAR

MAHMUT ÖVÜR / ‘Tüketiyorum, öyleyse varım’

Samimiyetle çevre hassasiyeti taşıyanların, çığırtkanlık yapmadan gerçekten doğaya sahip çıkmak isteyenlerin dönüp Başkan Erdoğan‘ın eşi Emine Erdoğan‘ın öncülüğünü yaptığı “Sıfır Atık” hareketine bakması gerekiyor. İçinden geçtiğimiz küresel çağda devletlerin yan çizdiği çevre meselesinde inanılmaz işlere imza atıyor.
Çok değil sadece 8 yıl içinde Türkiye‘den yola çıkan bu hareket, Birleşmiş Milletler‘in 30 Mart’ı “Sıfır Atık Günü” ilan etmesiyle küresel bir harekete dönüştü.
Bu gerçeği dün İstanbul‘da Sıfır Atık Vakfı öncülüğünde düzenlenen “İnsan, Mekân, Dönüşüm” temalı Sıfır Atık Forumu’nda bir kez daha gördük.
Şu tabloya bakın; üç gün sürecek foruma, 104 farklı ülke, 118 uluslararası partner kuruluş, belediye başkanları, büyükelçiler, Birleşmiş Milletler (BM), dünyanın dört bir yanından gelen liderler, uzmanlar, akademisyenler, sivil toplum kuruluşları, aktivistler ve karar vericiler katılıyor.
Forumda, başta Sıfır Atık Vakfı Onursal Başkanı Emine Erdoğan, Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Murat Kurum, Tarım ve Orman Bakanı İbrahim Yumaklı, Sıfır Atık Vakfı Başkanı Samet Ağırbaş ve birçok yabancı bakan ve yönetici de konuşma yaptı.

YAPAY MUTLULUKLAR DÜNYASI
Konuşması merakla beklenen isim ise Emine Erdoğan‘dı. Erdoğan, “Bugün insanlığın geleceği için önemli bir buluşmaya ev sahipliği yapıyoruz” dedikten sonra çarpıcı bir “durum” tespiti yaptı:
“(İnsanlık) Geride bıraktığı atıklarla yeryüzüne çöpten dağlar, okyanuslara plastikten adalar yükledi. Kendi eliyle sahte ihtiyaçlardan ve yapay mutluluklardan örülü bir dünya kurdu. ‘Düşünüyorum, öyleyse varım’ noktasından ‘Tüketiyorum, öyleyse varım’ noktasına savruldu.”
O savrulmanın nereden kaynaklandığını da şöyle açıkladı:
“Bir dilim ekmeğin, bugün dünyada gıdaya erişimi olmayan 150 milyon çocuğun hayali olduğunu hatırlasaydık, artan yemeklerimizi bu kadar kolay çöpe atabilir miydik? Denizlerde biriken plastiklerin, balıkların bedenine; oradan da soframıza döndüğünü bilseydik, kullandığımız pet şişeyi doğaya bırakabilir miydik? Küçücük sandığımız sigara izmaritlerinden çözünen toksik madde ve kimyasalların, çevrenin ilk üç kirleticisinden biri olduğunu ve metrekareye 116 izmarit düştüğünü bilseydik, izmaritlerimizi yere atabilir miydik?”

UMUTSUZLUKTAN UMUT ÜRETMEK
Gazze’deki savaşa ve İsrail yıkımına da değinen Erdoğan, “Savaşlar durmadıkça, tabiatın yaralarını asla saramayız; nesiller arası adaleti sağlayamayız” diyor ve bir çağrı yapıyordu:
“Meşhur yazarlarımızdan Yaşar Kemal’in dediği gibi, ‘Yaşam, umutsuzluktan umut üretmektir’. İnsan, umutsuzluktan üreterek bugüne kadar gelmiştir. Bizler bugün umutsuzluğun değil, bir dönüşümün eşiğindeyiz. Sıfır Atık, umut ürettiğimiz yepyeni bir dönemin adıdır. ‘Ben mi kurtaracağım bu dünyayı?’ demeden insanlığın iyiliği için elinden geleni yapan gönüllülere, duyarlı insanlara ihtiyacımız var.”
Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Murat Kurum ise o dönüşümü gerçekleştirecek “bilincin” oluştuğunu ve 7 kıtada karşılık bulduğunu söyledi:
“Dünyaya bıraktığımız her şey, er ya da geç bize geri dönüyor. Bu döngü, doğada milyonlarca yıldır sürüyor. Hepimiz doğanın dilini yeniden öğrenmemiz gerekiyor. Biz buna ‘öze dönüş’ diyoruz. Bu vizyonla Saygıdeğer Emine Erdoğan Hanımefendi’nin öncülüğünde, Sıfır Atık Hareketi’yle dünyada bir çığır açtık. 2017’de başlayan bu yolculuk, bugün 7 kıtada iz bırakan bir dünya markası hâline geldi. Bu hareketle sadece atığı azaltmıyoruz, ortak evimiz dünyamızı korumak için küresel bir bilinç oluşturuyoruz.”
Konuşmaları dinlerken ara ara dönüp salondaki katılımcılara baktım; dünyanın dört bir yanından gelen gönüllüler farklı renkleriyle oradaydı ve birincilik de kadınlardaydı.

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu