KKTC Bayındırlık ve Ulaştırma Bakanı Erhan Arıklı A Haber’de: Türk askerinin olmadığı Kıbrıs Yunan’a bağlanır

-Pazar günü nasıl bir sonuç bekliyorsunuz seçimlerde?
Pazar günü Allah’ın izniyle kazanacağız. İyi çalışıyoruz. Başlangıçta oldukça gerideydik. Vatandaşların büyük bir kısmı meseleyi Kıbrıs meselesi açısından değerlendirmiyor. İktidara karşı bir tepki var. Hükümete karşı. Buna rağmen vatandaşa meseleyi anlatıp, Bu mesele Türkiye’nin meselesi, milli meseledir. Bakın işte Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Birleşmiş Milletler’de yaptığı konuşmada, ‘Federasyon bizim için tükenmiştir, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’ni tanıyın’ dedi. Türkiye Büyük Millet Meclisi 18 Temmuz 2024 yılında almış olduğu Meclis kararında federasyonun bittiğini söyledi. En son 10 gün önce Milli Güvenlik Kurulu, Türkiye’nin dış politikasını belirleyen en önemli karar organı Milli Güvenlik Kurulu, federasyonun bittiğini ve iki devletli politikanın artık Türkiye’nin milli meselesi olduğunu, milli tezinin olduğunu söyledi. Şimdi hal böyleyken Anavatan Türkiye Cumhuriyeti tavrını bu kadar açık ve net ortaya koymuşken Kıbrıs’ta seçimlerde federasyoncu bir adayın seçilmesi bizi çok ciddi bir açmaza sürükler. Vatandaşa bunu anlatmaya çalışıyoruz. Yani birkaç ay sonra genel seçimler var. Tepkinizi o seçimlerde ortaya koyun ama bu milli meselede Türkiye’yle birlikte hareket etmemiz gerekiyor diyoruz. Seçimi alacağız İnşallah.
-KKTC’yi tanıyan başka ülkelerin de olmasını bekliyor musunuz, ya da bu yönde görüşmeler de yürüyor mu?
Bakın ben 2008 yılında Kırgızistan’da Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin temsilcisiydim. O zaman Kırgızistan Parlamentosu’nda çok güçlü bir lobimiz vardı ve şu andaki Cumhurbaşkanı Caparov o Dostluk Grubu’nun başındaydı. Ve 2008 yılında Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’ni tanımak için Kırgızistan Parlamentosu’nda bir çalışma başlatıldı. 70 kişilik parlamentonun 37 kişiliği bize oy verecekti. Caparov, Dostluk Grubu Başkanımız Caparov, beni aldı ve Dışişleri Bakanı’na götürdü. Dışişleri Bakanı da Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin tanınmasına şiddetle karşı çıkıyordu. Orada Dışişleri Bakanı Caparov’a yanında bana bir soru sordu. Dedi ki, “Erhan Bey” dedi, “Siz bir taraftan tanınma istiyorsunuz ama diğer taraftan da Rumlarla görüşmeye devam ediyorsunuz. Federasyon görüşüyorsunuz değil mi?” Dedim, “Evet.” “Bu federasyon kurulduğunda Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti ortadan kalkmayacak mı?” “Evet kalkacak” dedim. “O zaman” dedi, “her an yıkılması muhtemel bir devlet için devleti tanımamız için niçin baskı yapıyorsunuz? Biz Amerika’nın, Avrupa Birliği’nin ve Rusya’nın baskılarını göğüsleyeceğiz, sizi tanıyacağız ama siz yarın federasyon kurup o devleti ortadan kaldıracaksınız.” İşte şu anki uyguladığımız politika o federasyon tezini tamamen toprağa gömmek ve bunun yerine iki devletli, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin tanınırlığının arttığı bir ortamı oluşturmak.
“İKİ TEZ BİRBİRİNE AYKIRIDIR”
Aksi takdirde bir taraftan federasyon görüşeceksiniz, öbür taraftan da Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin tanınmasını bekleyeceksiniz. Böyle saçmalık olmaz. Bunu ben geçen gün mecliste yaptığım konuşmada da söyledim. Yani iki tez birbirine aykırıdır. Siz önce bağımsızlığınıza sahip çıkacaksınız, Rumlarla ancak iki devletli bir politikayı, konfederal bir yapıyı görüşürüz diyeceksiniz, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’ne sahip çıkacaksınız. Ondan sonra tanınma bekleyeceksiniz. Şimdi herkesin dilinde, “Efendim dört tane Türk Cumhuriyeti Güney Kıbrıs’ta temsilcilik açtı, tanıdı.” E açsın ne olacak? Yarın biz karar verelim, bizde de temsilcilik açarlar ve bizi de tanırlar. Şunu anlatmaya çalışıyorum. Bizim öncelikle federasyon tezini toplum olarak reddettiğimizi dünyaya göstermemiz lazım ve iki devletli politikaya sahip çıkmamız lazım. Bunu yaptıktan sonra dünyadan samimi bir tanınma isteyebiliriz ve saygı isteyebiliriz. Yoksa federasyon görüşmelerinin devam ettiği müddetçe bizi kimsenin tanımasını beklememiz ham hayaldir.
“BM’NİN MUTLAKA ARADAN ÇIKMASI LAZIM”
Bakın şu anda Güney Kıbrıs’ta da Amerika’daki bazı yayın organlarında da Birleşmiş Milletler’in devreden çıkartılarak Kıbrıs meselesine bir çözüm arandığı şeklinde yazılar yayınlanıyor. Bu olabilir. Çünkü Birleşmiş Milletler’in kararları bizim önümüzdeki barışı ya da çözümü tıkayan önemli etkenlerden bir tanesi. Birleşmiş Milletler’in mutlaka aradan çıkması lazım. Bakın Gazze anlaşmasında geçen gün Birleşmiş Milletler yoktu. Birleşmiş Milletler çünkü statükocudur. Birleşmiş Milletler’le bir yere varabilmek mümkün değil. Zaten etkisi de giderek kayboluyor. Dolayısıyla burada Birleşmiş Milletler’in 551 sayılı kararları, şu bu, bunlar hep safsata. Bunları bir kenara itip biz devletimize sahip çıkmalıyız.