YAZARLAR

MEVLÜT TEZEL / Hollandalı ve İtalyanların elini sıkma!

Dün 15 Ekim Dünya El Yıkama Günü’ydü.
Günlük yaşantımızda ellerimiz, çevre ile her türlü bağlantıyı sağlayan, bu nedenle de en fazla bakteri barındıran organımızdır.
Ellerimiz yoluyla taşınan bakteriler basit bir soğuk algınlığından, SARS, hepatit A, Avian Influenza gibi öldürücü birçok hastalığın gelişimine neden olabilmektedir.
Ancak el yıkama, çok sıradan ve günlük bir iş olması nedeniyle, genellikle ihmal ediliyor.
Avrupalıların el yıkama alışkanlıkları hakkında Statista’nın son verilerine göre, Hollandalıların yarısı tuvaleti kullandıktan sonra ellerini yıkamayı pek umursamıyor.
İtalyanların ise yüzde 43’ü tuvalete gittikten sonra ellerini yıkamayı reddediyor.
Bu alanda karnesi kötü olan üçüncü ülke ise İspanya. İspanyolların yüzde 39’u tuvaleti kullandıktan sonra ellerini yıkamıyor.

Bu ülkeleri yüzde 38 ile Fransızlar ve yüzde 37 ile Ruslar takip ediyor.
Listede bir sonraki sırada yüzde 35 ile Avusturyalılar ve Letonyalılar yer alıyor.
Polonyalılar ise el yıkama konusunda yüzde 68 ile daha iyi bir karneye sahip.
Çekya ve Ukrayna‘nın nüfusunun yüzde 71’i, Bulgaristan‘ın ise yüzde 72’si tuvaletten sonra ellerini yıkıyor.
Yüzde 73 ile İsviçre, yüzde 74 ile İrlanda, yüzde 75 ile İngiltere, yüzde 78 ile de İsveç ve Almanya el yıkama konusunda üst sıralarda yer alıyorlar.
Sırbistan nüfusunun yüzde 83’ü, Portekizlilerin yüzde 85’i tuvaletten sonra el yıkama konusunda epeyce hassas ülkeler.
Avrupa’da el hijyenini en ciddiye alan iki ülke ise Bosna-Hersek ve Türkiye. Türkiye’de tuvalete gittikten sonra el yıkama oranı yüzde 94, Bosna- Hersek’in ise yüzde 96.
Modern Hollandalılar ne pis milletmiş!
Aynı şekilde İtalyan, Fransız, İspanyol ve Avusturyalılarla el sıkışırken bu liste aklınızda olsun!
Öte yandan Türkiye’de de sokaklar, parklar çok pis. Birçok insan yere çöp atıyor.
Plajlar ve piknik alanları da yoğun günlerde çöplüğe dönüşüyor.
Keşke el yıkamaya gösterdiğimiz önemi ter kokusu ve çevre temizliğine de göstersek.

***

TURİSTLERİN KİRACILARA ZARARI
Airbnb ve Booking. com gibi ev kiralama platformları Avrupa’da özellikle İtalya, İspanya gibi turistik ülkelerde kiralanacak ev bırakmadı!
Konut sahipleri evlerini kısa süreliğine turistlere kiralayarak daha çok kazandıklarını keşfedince, olan yerli halka oldu.
İspanya ve İtalya’da halk “Fazla turist istemiyoruz” diye protesto gösterileri yapıyorlar.
Bu soruna konut üretiminin ve konut stokunun da düşük olması eklenince kiralar uçtu!
Avrupa Birliği ülkelerinde konut fiyatları yüzde 48, kiralar ise yüzde 22 arttı.
Bazı ülkelerde durum daha vahim. Örneğin Estonya’da kiralar yüzde 211, Litvanya’da yüzde 169 ve İrlanda’da yüzde 98 arttı.

Avrupa Birliği Komisyonu da konut krizi için çözüm arayışına girdi.
Uygun fiyatlı konut inşa etme zorunluluğu ve turistlere kiralanan evlere limit getirme, vergi artırma gibi çözüm arayışları devam ediyor.
İspanya, AB vatandaşı olmayanların satın aldığı mülklere yüzde 100 vergi koymayı planlıyor.
Türkiye bu sorunu kısmen çözdü. Booking.com Türkiye içinde faaliyet gösteremiyor.
Airbnb yasal olarak faaliyet gösteriyor ama ülkemizdeki yeni yönetmelik gereği apartman veya sitelerde, kısa süreli kiralama faaliyeti için site ya da apartman yönetiminden izin almak gerekiyor.
Bizdeki asıl sorun bir dönem 250 bin dolara ev alana Türk vatandaşlığı verilmesiydi.
Şimdi bu rakam 400 bin dolara çıkarıldı ama zamanında Rus, Ukraynalı, İranlı, Iraklı birçok insan ucuza ev alıp, uzun vadede özellikle turistik bölgelerde ev ve kira fiyatlarının yükselmesine neden oldular.
Antalya’da Ruslar konut sahipleri, yaz dönemlerinde kendi vatandaşlarına resmi kayıta girmeden konutlarını kiralıyorlar.
Özetle konut stokunun yetmemesi ve kiraların yükselmesi sadece Türkiye’de değil, Avrupa’da da sorun.

***

KİM DOĞRUYU SÖYLÜYOR?
Fethiye’de E.Ö., diş hekimi eşi İ.Ö.’nün gizli bir sosyal medya hesabı üzerinden hastalarına ait mahrem görüntüler paylaştığını iddia etti.
Bu hesapta başka bir kadının yüzünün açık şekilde yer aldığı bir paylaşımın ardından durumdan haberdar olduğunu iddia eden E.Ö., görüntüleri delil olarak savcılığa sundu ve boşanma davası açtı.
400’ü aşkın gizli çekimlerin çoğunun röntgen odasında ve üst kata çıkan merdivenlerde kaydedildiği iddia ediliyor.

Görüntülerin yer aldığı hesap şikayet sonrası kapatıldı ve soruşturma başlatıldı.
Bir diş hekimi bunu nasıl yapar? Gizli çekimlerde hastanın yüzünün açık olması da garip!
Evet, yüksek eğitimli sapıklar da var.
Ancak diş hekimi görüntülerin yapay zeka ile oluşturulduğunu öne sürerek suçu inkâr etti.
Enteresan bir davayla karşı karşıyayız! Boşanma davalarında taraflar bazen karşı tarafın hayatını mahvetmek için yalan beyanda bulunabiliyor.
Yapay zekayla gerçek bir mekânın görsellerine istediğiniz şeyi ekleyebilirsiniz.
Eğer kadın iftira attıysa ‘kadının beyanı esastır’ ilkesi yine tartışmalı bir hal alır!
Eğer diş hekimi eşinin anlattığı gibi sapık çıkarsa en ağır şekilde cezalandırılmalı.

***

SADECE SEKİZ ÇALIŞAN!
Çin merkezli e-ticaret platformu Temu, Avrupa’da vergi öncesi kârını 2024’te ikiye katlayarak 120 milyon dolara yükseltti.
Haberin asıl ilginç kısmı; şirketin Avrupa’da sadece sekiz çalışanı olması. Tabii lojistik hariç.

İşte internetten ticareti böyle kârlı bir iş.
Önemli olan işleyen, popüler bir sistem kurmak. Ve reklamla, pazarlamayı doğru yapmak.

***

Altyazı
“Ustayla acemiyi, yaşlıyla genci, siyahla beyazı kavgaya tutuşturuyorlar. Her şeyi, bizi olduğumuz yerde tutmak için yapıyorlar.” (Blue Collar)

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu