Başkan Erdoğan duyurdu: Planlamayı devlet yapacak… Konutta ucuz kira dönemi

Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, AK Parti Ekonomi İşleri Başkanlığı Eğitim Programı’nda konuştu. Biz aynı zamanda hem düşünen hem proje üreten hem de ürettiği projeleri uygulayan, yani sözlerini lafta ve rafta bırakmayan bir kadroyuz. Sadece Türkiye’yi düşünüyor, Türkiye’nin menfaatleri için mücadele ediyor, Türkiye’nin geleceğini inşa ediyoruz. 21. yüzyılı Türkiye’nin Yüzyılı yapma hedefine kilitlendiğimiz bir süreçte bu hedefe giden yolun kilometre taşlarını döşüyoruz.
Halen yüksek seyreden kiralar ve konut fiyatları ile ilgili de çok önemli bir projeyi hayata geçiriyoruz. Bundan böyle kira konusunda işin planlamasını devlet yapacak. Yani vatandaş kendisi kiraya versin ve yüksek kiralarla orada vatandaşı sömürsün. Bunlara fırsat vermeyip devlet bu sosyal konutları kendisi kiraya verip inşallah samimi olarak ucuz kiralama sürecini biz başlatacağız. Yüzyılın Konut Projesi adını verdiğimiz bu çalışmayla 81 ilimizde toplam 500 bin sosyal konut inşa edeceğiz. Projemizde şehit yakını ve gazilerimize, emeklilerimize, üç çocuğu olan ailelerimize, engelli vatandaşlarımıza özel kontenjanlar ayıracağız. Bu projemizde Türkiye’de ilk kez kiralık konut uygulamasını TOKİ’miz vasıtasıyla hayata geçireceğiz. Sosyal konutların bir kısmını vatandaşlarımıza uygun şartlarla kiralayacak, bilhassa dar gelirli ailelerimize rahat bir nefes aldıracağız. Konut projemiz sadece sosyal politikalarda değil enflasyonla mücadelede de elimizi güçlendirecek, tek haneli enflasyon hedefine ulaşmamıza katkı sunacaktır. Ekim ayı sonunda inşallah projemizin detaylarını milletimizle paylaşacağız.
HAYAT PAHALILIĞINI KÖKTEN ÇÖZECEĞİZ Küresel ekonomi, koronavirüs salgınıyla yaşadığı şokun etkilerini halen atlatamadı. Ticaret zincirinin kırılan halkaları henüz tam manasıyla onarılamadı. Dünyada bir ara son 60-70 yılın zirvelerini gören enflasyon ile üretim ve istihdam meselesi birçok ülkenin başını ağrıtmaya devam ediyor. Batılı ülkeler dahil pek çok yerde enflasyonun endişe kaynağı olmaktan çıktığını söyleyemeyiz. Bunun işaretlerini yapılan açıklamalarda yakinen görüyoruz. Enflasyonla mücadelede belli bir aşama kaydeden ülkeler dahi, tedbiri, temkini ve teyakkuz halini elden bırakmıyor. Bir de buna bizim coğrafyamızda yaşanan sıcak çatışmaları eklemek gerekir. Şüphesiz önümüzde kat etmemiz gereken daha çok mesafe var. Bizim birinci önceliğimiz hayat pahalılığı sorununu kökten çözmektir.
CHP DÜMENİ KİLİTLENMİŞ GEMİ GİBİ (Özgür Özel’e) Bu ülkenin, halkın oylarıyla seçilmiş Cumhurbaşkanı’nı Batı başkentlerinde yoldaşlarına yuhalatmanın adı kusura bakmasın ama siyaset değildir, muhalefet etmek hiç değildir. CHP’deki kimlik bunalımının yansımalarını sadece ekonomi politikalarında değil, dış politikalarında da görüyoruz. Yurtdışına gidince yabancılara kendi ülkelerini şikâyet etme alışkanlığını bir türlü bırakamadılar. Sayın Özel’in yönetiminde CHP, siyasi parti kimliğini giderek kaybediyor. CHP yönetilmiyor, dümeni kilitlenmiş gemi misali oraya buraya savruluyor. Kaptanın ise ne gemi ne de yolcular umurunda.
BOYKOTUN AMACI MİLLİ MARKALARI TEHDİTLE HARACA BAĞLAMAKMIŞ! Yolsuzluk operasyonları başlayınca beytülmale çöreklenmiş yan kesicileri yargıdan kurtarmak için boykot diye bir şey uydurdular. Kendilerine destek vermeyen hangi marka, kurum, şirket, basın yayın kuruluşu varsa hepsini bu boykot torbasının içine doldurdular. Özel, CHP mitinglerde bu markaları yuhalatmaktan hedef göstermeye kadar akıl ve vicdanla bağdaşmayan her şeyi yaptı. Fakat ne yaptılarsa muvaffak olamadılar. Ülkemiz genelindeki boykot çağrıları, diğer bütün işleri gibi hep ellerinde patladı. Şimdi anlaşılıyor ki boykottan amaçları, milli markaları tehdit edip haraca bağlamakmış. Suç örgütleriyle haşır neşir ola ola iyice onlara benzemeye başladılar. Milletimiz artık bunların siyasi parti mi, mafya mı olduğunu karıştırır oldu.
GAZZE’YE CAN SUYU OLACAĞIZ Filistin’in yeniden ayağa kaldırılması muhtemelen yıllar alır. Olayın bir inşa süresi var, bir de ihya süresi var. nİ şa ve ihya. Türkiye’nin üzerine burada önemli bir görev düşüyor. Tabii bunu başta Amerika olmak üzere Körfez ülkeleri hep birlikte görüşecek, tartışacak ve bu konuda ne gibi adımlar atacağımızı bir karara bağlayacağız. 2 yıllık acının, katliamın ve zulmün ardından Gazze’de ateşkesin sağlanmasını çok kıymetli bulduk. Şimdi hep beraber Filistin’in yaralarını sarmamız, Gazze’yi yeniden ayağa kaldırmamız ve Gazzeli kardeşlerimize can suyu olmamız gerekiyor. Türkiye olarak bunun için çalışacak, bu anlayışla sürecin her aşamasını yakından takip edeceğiz. Filistinli kardeşlerimizin istikbali için bu süreci sabırla, basiretle, dirayetle ve suhuletle yönetmeye gayret edeceğiz.
İKİ DEVLETLİ ÇÖZÜM OLMAZSA ATILAN ADIMLAR YARIM KALIR Arzumuz Mısır’da atılan anlamlı adımın kalıcı ve adil bir barışla taçlanması. Bunun tek yolu da 1967 sınırları temelinde başkenti Doğu Kudüs olan bağımsız, egemen, toprak bütünlüğüne sahip bir Filistin Devleti’nin kurulması. Batılı ülkelerin Filistin’i tanıma kararları bu sürecin yapı taşları. Diğer türlü atılan adımlar yarım kalacak, amacına tam manasıyla ulaşmayacak.