Mülteci kampından Nobel sahnesine

Omar Yaghi, 1965’te Ürdün’ün Amman kentinde, Gazze’den göç etmiş Filistinli bir ailenin çocuğu olarak dünyaya geldi. Babası kasaptı, annesi okuma yazma bilmiyordu. Çocukluğunu anlatırken şöyle diyor: “Küçük bir odada bir düzine kişiydik ve odamızı yetiştirdiğimiz sığırlarla paylaşıyorduk.” Haftada yalnızca birkaç saat akan suyla yaşayan aile, yoksulluğa rağmen çocuklarının eğitimini sürdürmeye çalıştı. Yaghi’nin bilime ilgisi, 10 yaşında bir kütüphanede gördüğü moleküllerle ilgili kitapla başladı. O kitap, hayatının yönünü değiştirdi.
SUYLA BAŞLAYAN BİR HİKAYE
15 yaşında ailesinin tüm birikimiyle tek başına Amerika’ya gitti. 1985’te kimya lisansını, 1990’da doktorasını tamamladı. Harvard, Michigan ve UCLA’de görev yaptı. 2012’den bu yana California Üniversitesi Berkeley kampüsünde profesör olarak görev yapıyor. Yaghi, 1990’larda metal-organik çerçeveler (MOF) adı verilen yapıları geliştirdi. Yaghi’nin hayata geçirdiği sistemler ise karbondioksiti yakalayabiliyor, hidrojen depolayabiliyor, çöl havasından içme suyu üretebiliyor. Küçükken suyun akmasını bekleyen çocuk, bugün havadan su üreten sistemlerin öncüsü haline geldi.
BİLİM COĞRAFYALARI AŞAR
Türkiye Bilimler Akademisi (TÜBA), Yaghi’nin bilimsel katkılarını 2016’da fark etti. Sürdürülebilir enerji ve çevre teknolojileri alanındaki çalışmaları nedeniyle kendisine Uluslararası Akademi Ödülü verildi. Ödül, Cumhurbaşkanlığı Külliyesi’nde Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan tarafından takdim edildi. TÜBA’nın ödül verdiği isim, Nobel sahnesinde bilim dünyasının ortak hafızasına kazındı. 2025 Nobel Kimya Ödülü, metal-organik çerçeveler alanındaki araştırmaları nedeniyle Susumu Kitagawa, Richard Robson ve Omar M. Yaghi’ye verildi.