YAZARLAR

HÜLYA GÜLER / İş dünyasındaki stresi ölçmek

Meselenin ele alınış şekline, ortaya konan gerekçelere baktığımda Nobel mi, Trump’ın popüleritesine katkı sağlıyor yoksa Trump mı, Nobel’i gündeme taşıyor karar veremedim. Aslında konu dün Venezuellalı muhalif lider Maria Corina Machado‘nun 2025 Nobel Barış Ödülü’nü kazandığının duyurulmasıyla az-çok kapandı. Zaten ben de Nobel’i değil, kendi ülkemizde düzenlenen bir ödül programını; Dr. Neşat Eczacıbaşı Tıp Ödülleri‘ni yazmak istiyordum. Çünkü Türkiye’de tıp ve eczacılık bilimlerinin gelişimine katkıda bulunmak amacıyla 1959 yılından bu yana devam eden bir ödül programı bu. Magazin dünyasından alışık olduğumuz ışıltılı gecelerden epey uzak, son derece mütevazı bir ortamda gerçekleşiyor. Ve fuayede de patlayan flaşların yerine çoğumuzun anlayamayacağı ama hepimizin hayatını yakından ilgilendiren sağlık en önde konuşuluyor. Benden çok törenden önce öğlen yemeğinde ödül alan bilim insanları ile bir araya gelen Bülent Eczacıbaşı‘nın izlenimlerine. Tören öncesinde Eczacıbaşı Topluluğu Yönetim Kurulu Başkanı Bülent Eczacıbaşı ile yaptığımız kısa sohbeti aktarmadan Nejat Eczacıbaşı Tıp Ödülleri’nin bu yılki sahiplerini sıralayayım:
Prof. Dr. Mehmet Şükrü Sever (Tıp Onur Ödülü), Prof. Dr. Ali Koşar (Tıp Bilim Ödülü), Doç.Dr. Şefik Evren Erdener (Tıp Teşvik Ödülü), Prof. Dr. Seda Kızılel (Bilimsel Araştırma Destek Ödülü), Doç. Dr. Umut Şahin (Bilimsel Araştırma Destek Ödülü) ve İsmail Emir Yassı (Tıp Öğrencileri Proje Ödülü).
Ödül alan her bir çalışmadan oldukça etkilendiğini belirterek söze başladı Eczacıbaşı ve şunları söyledi: “Tıp alanında çalışan bilim insanlarımızın odaklandıkları konuları dinledikçe bilimin muazzam dünyasına odaklandım, günlük işlerden birkaç saatliğine uzaklaştım. Her birinin anlattıklarından inanılmaz etkilendim. İnanılmaz etkileyici konularla meşgul müthiş bir gençlik geliyor. Her bir çalışma, geleceğe dair umutlarımı daha da artırdı.” Eczacıbaşı’nın bu sözlerinin ardından başlayan törende ödülünü almak üzere sahneye çıkan ilk isim İsmail Emir Yassı oldu. Tıp Öğrencileri Proje Ödülü’nü alan Yassı’yı dinlerken, Eczacıbaşı’nın neden ‘umutlarım daha da arttı’ dediğini anladım. Henüz tıp fakültesinde öğrenci olan Yassı’nın başarılarla dolu bir hikayesi var. Bu ödüle ise MIT ile birlikte yürüttüğü ve kısaca ‘günlük hayatta stres yönetimi’ başlığını verdiği çalışması ile layık görüldü. Proje için bir beyin bilgisayarı ara yüzü kullanarak katılımcılara bir tür tetris oyunu oynattıklarını söyleyen Yassı devamında oyun oynadıkları sırada kullanıcıların hem kalp hızı hem de beyin fonksiyonlarındaki değişimin kaydedildiğini anlattı. Biliyorsunuz tetris giderek zorlaşan bir oyun Yassı ve ekibi bu zorluğu artırıp-azaltarak katılımcıların stres yönetim kapasitelerini ölçmeyi başardı. Aynı zamanda bu kapasitenin kişilerin performansına etkilerini tahmin eden matematiksel modeller de geliştirdi. Çalışmanın hem objektif nöro-psikiyatrik muayene hem de psiko- terapide kendilerine çeşitli veriler sağladığın belirten Yassı, “Günlük yaşamda ise hem riskli işlerde işe alım hem de kognitif performansı artırma konularında bize öngörüler sağladı” diyerek çalışmayı özetledi.
İsmail Emir Yassı’nın ismini lütfen bir yere not ediniz çünkü yaptığı dünyasında da kullanabileceğimiz stresi ölçen bir deney.
Henüz yolun başında ancak hepimizin işine yarayacak sonuçlar elde edecek daha çok araştırmaya imza atacağı kesin.

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu