YAZARLAR

YÜKSEL AYTUĞ / Ümit Yılbar diye biri…

Bu isim size bir şey hatırlattı mı? Hiç sanmıyorum. Oysa adına filmler, belgeseller çekilip, hatırası müzik ödüllerinde yaşatılmalıydı.
1966 doğumlu Ümit Yılbar, ünlü müzik grubu Pentagram‘ın gitaristiydi. Kariyerinin zirvelerindeyken askerliğini komando olarak yapmak için gönüllü oldu. Hatta reddedilmemek için lens taktığını bile gizledi. Sınır boyunda görevliyken 1993 yılında terör örgütünün karakollarına yaptığı hain saldırıda şehit oldu.

O günlerde tüm magazin âlemi, “popçuların ve topçuların nasıl bedelli askerlik yaptığıyla” ilgileniyordu. Ne yazık ki Ümit Yılbar’ın şehadeti, Tarkan’ın bedelli askerlik ücreti kadar yer bulmadı medyada… Yılbar, uzun saçlı olduğu için kendisine dayak atanlar gece evlerinde huzur içinde uyusunlar diye vermişti canını…
Geçenlerde bu sütunlarda “sonradan değerini anladığımız” ünlülerimizi sıralamıştım. Yazı çok büyük bir ilgi gördü. Bu kez sıra “değeri neredeyse hiç anlaşılmamış” bir sanatçımızda.
Geç olduğunun farkındayım ama içimden onu ve hikayesini size anlatmak geldi. Umarım bu yazıyı; yapımcılar, senaristler ve yönetmenler de okur…

“Düşünceleri beyinlere gönderebiliyoruz”
Bu cümle Prof. İsmail Hakkı Aydın’a ait. Konuk olduğu bir programda söyledikleri beni tek kelime ile dehşete düşürdü. Öyle “Robotlar dünyayı ele geçirecek” gibi klasik komplo teorilerinin peşine takılacak değilim tabii ki. Ama tehlikeyi dillendiren kişi profesör olunca dikkatle dinlemekte fayda olduğunu düşündüm. Bakın hocamız ne diyor?
“Şu anda laboratuvarlarda beyin üretiliyor. Özellikle zebra balıklarında büyük bir ilerleme kaydedildi. Şu anda klonlama var, kopya insan var. Bu yapay zeka sadece ‘Git çay yap, kahve getir’ filan değil. Artık istediğimiz şeyi düşündürebiliyoruz insanlara. Adrese teslim beyinlere gönderebiliyoruz. Bu nedenle yapay zeka üniversitesi kurmalı ve bu alanda ilk olmalıyız. Ama bundan önce steril bir tedarik zinciri kurmalı, dijital vatanımızı korumalıyız. Zira bu güç, kötü niyetlilerin eline geçerse felakete yol açabilir. Örneğin, veri bankerleri bu bilgileri istedikleri gibi kullanabilir hatta bir sabah kalktığınızda sokağa çıkma yasağı ilan edebilir, idareyi ele alabilirler. Çünkü veri toplayan her sistem yeni bilgiler üretebilir. Bugün algoritmalar kendi algoritmalarını yazmaya başladı. Geçen yıl iki yapay zeka Bob ve Alice’i bir odada yalnız bıraktılar. Bir süre sonra ikisi sohbete başladı. Ancak aralarında bilim adamlarının bile anlamadığı bir lisan geliştirince deneye hemen son verildi.”
Sizi bilmem ama benim ensemdeki tüyler şimdiden diken diken oldu.

Yoksa gelen Türkler mi?
Geçenlerde bizim Zap’tiye kutucuğuna yazmıştım “İspanyol istihbarat teşkilatı CNI, uzaylıların kendi aralarında Türkçe konuştuğunu saptamış. Gurbete çıkan Sivaslı hemşerilerim işi biraz abartmış olmalı” diye.
Benim latife yakında gerçek olursa kimse şaşırmasın. Zira bilim adamlarının bir türlü anlamlandıramadığı, hızla gezegenimize yaklaşan 22 kilometrelik gizemli gök cismi Atlas 3I dünyaya en yakın konumunu 29 Ekim’de alacakmış. İster misiniz, bizim uzak akrabalar tanışmak için Cumhuriyet Bayramı’nı seçmiş olsunlar?

Gaf kürsüsü
Lingo Türkiye yarışmasında finale kalan çift Seher ve Mehmet, kazandıkları 32 bin 700 liralık ödülü Gazze’deki çocuklara bağışlama kararı aldı.

Zap’tiye
TSYD’nin Yılın Spor Fotoğrafı ödülüne adayım. “Yan Gel Yat” isimli fotoğrafımı ekrandan çektim. Kabul ederler mi acaba?

Ne demiş?
Muharrem Akduman dostum not almış: Star TV’de Ürolog Prof. Dr. Murat Binbay, prostatı anlatırken gülerek şöyle diyor: “Bilhassa kellerde daha çok rastlanıyor.” (Maalesef profesör de kel!..)

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu