MANŞETLER

Gazze’de Barış Planı: Hamas hangi şartlarda silah bırakacak? A Haber’de çarpıcı analiz: Hamas yeni hükümet sonrası siyasi sahnede olabilir

ABD Başkanı Donald Trump’ın Netanyahu ile Beyaz Saray’da görüşmesinin ardından 20 maddeden oluşan Barış Planı, Hamas tarafından kabul edildi. Hamas müzakere sürecinin başlamasını ve esir takası konusunda anlaşabileceklerini belirtirken bebek katili Bibi Netanyahu, ateşkes planındaki ilk çekilme hattını kabul etti. ABD Başkanı ise Hamas’ın süreci onaylamasının ardından Gazze’de ateşkes başlayacağını ifade ederken bölgede soykırım devam ediyor. Peki Netanyahu, Trump’ın barış planını uygulayacak mı? Hamas’ın silah bırakması durumunda Filistin halkıne ne olacak? Sinan Tatlı’nın sunduğu Gece Ajansı programı katılan uzman isimler Gazze’deki barış sürecini ve Hamas’ın silah bırakması durumunu değerlendirdi.

“SIKIŞMIŞ BİR İSRAİL GÖRMEKTEYİZ”

Stratejist Dr. Mehmet Bozkuş, Hamas’ın ABD Başkanı Trump’ın 20 maddelik ateşkes anlaşmasını kabul etmesinin ardından süreci değerlendirerek İsrail’in dünya kamuoyununun harekete geçmesiyle köşeye sıkıştığını ifade etti. Boşkuş; “Gelişmelere baktığımız zaman köşeye sıkışmış bir katil ve soykırımcı İsrail görmekteyiz. Dünya kamuoyundaki küresel vicdanın toplumları harekete geçirmesi ve bu toplumların harekete geçmesiyle beraber anti-semitizm ve Holokost’un düne kadar duygusal olarak toplumlar üzerinde sömürülerek kullanılmasının da önüne geçildiği gerçeğini görmekteyiz. Bu nedenle şu anki gelinen durum, İsrail’in tamamen toplumsal olarak, küresel vicdan anlamında köşeye sıkıştığı ve bu baskının giderek de yönetimlere doğru yansımaya başladığını görmekteyiz. Ve Filistin Devleti’nin tanınması noktasında ülkelerin aldığı kararların da artık siyasal anlamdaki tanımaların da artık yeterli olmadığı, bunun arkasının da geleceği yeni bir dönemin başladığını buradan söyleyebiliriz. Ancak şunu ifade edelim: Tabii şimdiye kadar İsrail hangi sözde durdu soruları akıllara geliyor. Burada İsrail’e karşı güvenin tamamen bittiğinin bir göstergesi olarak yerini almış durumda.”

“HAMAS’IN SİLAH BIRAKMASIYLA ORTADA ORANTISIZ GÜÇ OLUŞACAK”

Uluslararası İlişkiler Uzman Doç. Dr. Serkan Gündoğdu, Trump’ın 20 maddelik ateşkes planının ardından Hamas’ın silahsızlaştırılmasına yönelik İsrail’in süreçte daha hakim olduğu ve anlaşma maddelerinde orantısızlığın bulunduğuna dikkat çekerek; “Öngörülmesi biraz zor olmakla beraber, bu olayın daha doğrusu işte özellikle Hamas’ın silah bıraktırılması yönündeki direktifleri ve baskıları genel perspektifte bir değerlendirdiğimizde hatırlayacağınız üzere geçen Eylül ayı içerisindeki Birleşmiş Milletler Genel Kurulu’nda hemen hemen birçok Avrupa devletlerinin liderlerinin ve dünyadaki birçok liderin tabii ki bununla birlikte Filistin’i tanıdığı, ancak Filistin’in ve söz konusu bölgedeki çatışmaların durdurulmasındaki bir temel gerekçe olarak da ya da bir temel şart olarak da Hamas’ın silahsızlandırılmasından bahsedildi. Özellikle Fransa’nın, İngiltere’nin, işte İspanya’nın, birçok devletin dediğim gibi kamuoyunun artık sokaktaki tepkilerin yansımalarının bir nebze karar alıcılar üzerindeki en güzel de somut örneği olarak bahsettiğimiz olaylardan biriydi. Ancak şimdi şu boyutuyla da değerlendirmek lazım: İsrail muhatap olarak almış olduğu ya da işte çatışmacı bir cephe, bir karşıt grup olarak gördüğü bir Hamas var. Hamas’ın olmaması durumunda ne olacak? Artık Filistin halkı ya da Gazzeliler tamamen bir silahsız unsur ya da siyasi, diplomatik araçlar ya da aracılarla kendi halkını ya da kendi ülkelerini, kendi gelecekleri hakkında bir duruş sergilemeye çalışacaklardır. Dediğim gibi ne kadar başarabileceği ya da bunda ne kadar etkili olabileceği konusunu düşündüğümüzde ne yazık ki bir anlamda İsrail’in daha hakim olduğu, özellikle güç paradoksu ya da güç denklemi üzerinde bakıldığında orantısız bir güç olarak İsrail’in bu anlamda daha bir handikaplı olacağını tahmin ediyoruz. Yani çok aşikar bir şekilde ortada. Ancak Hamas’ın en azından bu çatışma sürecinde böyle bir arabulucu ya da işte diğer devletlerin telkinleriyle birlikte ya da geçtiğimiz günlerde hatırlayacağınız üzere sekiz devletin de Dışişleri Bakanları’nın özellikle bu barış sürecini destekleyici bir tavır sergilemesi en azından diplomatik anlamda da yalnız olmadığını, Filistin halkının bir şekilde bu sürecin desteksiz ve yanında olduklarının göstergesi olacaktır.”

“HAMASIN SİLAH BIRAKMASI İSRAİL’İN YAYILMACILIĞINI ARTIRACAĞI KANAATİNDEYİM”

Uluslararası İlişkiler Uzman Doç. Dr. Serkan Gündoğdu açıklamalarının devamında Hamas’ın silah bırakmasının soykırımcı İsrail’in yayılmacı politikasını artıracağını ifade ederek; “Hamas’ın silah bırakmaktan ziyade çatışmayı bırakacağı kanaatindeyim. Yoksa aksi takdirde dediğim gibi yani Filistin’in kaderine terk edilmesi demek olur ki, İsrail’in bu durumda bile bu kadar soykırımı, bu barbarlığı yaptığını düşündüğümüzde, Hamas gibi bir direnişin karşısında olmaması, silahlarını bırakması ben bir Bosna örneğiyle benzeştiriyorum, özdeşleştiriyorum. Hamas’ın silah bırakması, bu soykırımın hem dozunu hem de İsrail yayılmacılığının şiddetini artıracağı kanaatindeyim, çünkü kendisine karşı koyacak başka dinamik kalmayacak. Elbette belki diğer ülkeler, arabulucular ya da işte Türkiye gibi bu duruma, bu Filistin halkının yaşadıklarına hassasiyetle yaklaşan az ülkeler olsa bile, bu şekilde tavırlar gösterilmesi suretiyle belki İsrail yayılmacılığı ve İsrail soykırımı durdurulabilir, düşünülebilir ancak Hamas bu konuda en azından bir belirleyici ve İsrail’in tepkilerini de kıran bir faktör.”

“HAMAS BARIŞ MASASINDA SÜRECİ YÖNETECEK”

Gündoğdu, Hamas’ın anlaşmadaki silahsızlanma maddesini kabul etmesinin ardından bölgede İsrail’in yayılmacılığı artırabileceği belirtirken, Hamas’ın ateşkes süreci içerisinde taraflar arası yapılacak görüşmede önemli bir rol oynayarak süreci yöneteceğini ifade etti.

Ben silah bırakılmasından ziyade, en azından bu çatışmaların karşılıklı bir barış ve uzlaşıyla bir nebze bir müddet durdurulabileceği ve de durdurulmasından yöne bir kanaat belirtmek istiyorum. Yani gidişat onu gösteriyor. Aksi takdirde Hamas bunu kabul etmeyecektir. Tabii ki Hamas’ın hem Filistin ülke genelinde hem dünyanın birçok bölgesinde ne kadar meşruiyeti tartışılıyor olsa da, şu anda tek Filistin halkının savunucusu, ülke içerisindeki en azından İsrail’e karşı duruş gösteren bir güç. Ben silah bırakmasından ziyade en azından böyle çatışmaları ya da tansiyonu düşürecek, durduracak bir barış uzlaşı masasıyla Hamas bu süreci yöneteceği kanaatindeyim.

“HAMAS YENİ HÜKÜMET KURULDUĞUNDA SİYASİ OLARAK SAHNEDE OLABİLİR”

Serkan Gündoğdu açıklamalarının devamında Hamas’ın silah bırakması durumunda yeni kurulacak Filistin hükümetinde Hamas’ın siyasi olarak sahnede olabileceğini belirterek; “Hamas elbette kastettiği bu biz böyle doğrudan silahları bırakarak teslim olarak işte bu savunmayı, bu direnişi bırakacağımız anlamı da değil. Biraz daha böyle İsrail’in de kazanımlarının olduğu bir ülke, bir devlet olarak tanınması ve artık biraz daha böyle bir devlet olarak yönetim mekanizmalarının fonksiyonel hale getirilmesinden sonraki süreç olarak belki teslim edilmek ki ona da teslim edilmek demeyelim, muhtemelen Hamas da bu sürecin içerisinde bir yerde yine devam edecek. Nihayetinde bir seçimle ya da işte halkın iradesiyle yönetime gelen bir siyasi akım diye de diyebiliriz. Bu bakımdan dediğim gibi yani biraz daha diplomasi yönünü, diplomasi yolunu tercih ettiği imajı ve görüntüsü var Hamas’ın. Çünkü dediğim gibi aksi takdirde sanki savaşı ve çatışmaları tırmandıran taraf gibi görünmek elbette Filistin halkı açısından da hem de kamuoyunun baskısı için de önemli bir gösterge, önemli bir yaklaşım. Çünkü dünya hemen hemen birçok lideri bu şekilde bir beyanatta bulundu. Hamas eğer silah bırakırsa ya da çatışmaların durdurulması noktasında bir garanti verirse biz de bu anlamda hem Filistin’i tanırız hem de bir devlet olarak uluslararası haklarını koruruz şeklinde bir duruş sergiledi. E tabii bu şu açıdan da önemli: Bizler gibi Türkiye gibi birçok işte gerek İslam ülkeleri ya da Körfez devletleri bu müzakere aracını da rahatlıkla kullanabilecek. Evet bakın taahhüt ettiğiniz üzere ya da talep ettiğiniz üzere Hamas çatışmaları durdurdu ya da barışçıl, ılımlı bir yaklaşımla iki devlet diyelim artık bir araya gelip bu sorunu çözmek istiyor ya da iki devletli çözüm önerisini en azından konuşabilecek bir diplomatik zemini oluşturmak açısından önemli. Hamas’ın bu ılımlı yaklaşımı o sürecin de müzakere edilmesine de bir kapı aralayacağı kanaatindeyim ben.”

“HAMAS’IN VERDİĞİ 5 YANIT STRATEJİST NOKTALAR İÇERİYOR”

Stratejist Dr. Mehmet Bozkuş, Hamas’ın Trump’ın süre tanımasının ardından ateşkes sürecinde belirttiği uzlaşmacı tavrının çok önemli olduğu ve verdiği cevapların stratejik üstünlük sağladığını ifade ederek; “Hamas’ın verdiği 5 cevap çok üstün bir devlet aklıyla hazırlanmış ve çok stratejik noktalar içeriyor. Ve bu stratejik noktaların içinde baktığımız zaman, Hamas’ın dayatma olarak değerlendireceğimiz 20 maddelik barış ya da ateşkes dayatması olarak sundukları Hamas’ın verdiği cevapla beraber çok farklı bir noktaya geldi. Çünkü katil Benjamin Netanyahu bu 20 maddelik dayatmayla beraber ortaya kendi kamuoyunu sakinleştirme anlamında açıklamalarda bulunmuştu. Bu açıklamaların ana maddesi de bundan sonra Uluslararası Ceza Mahkemesi’ndeki başvurularını bu ülkelerin geri çekeceği yönündeydi. Oysa çok stratejik bir aklın, konuşmamın birinci bölümünde de söyledim, Trump’ı köşeye sıkıştıran aklın da Trump’ın rahatlaması yönündeki 5 maddelik cevapla beraber Trump’ın da İsrail üzerinde yaptırım gücünü sahneye koyduğunu görüyoruz ki, Batı Şeria’nın ve işgal edilmesine asla izin vermeyeceğim sözüyle de bu perçinlenmiş oldu. Şimdi bakın, Hamas ne diyor? Hamas bir siyasi parti. 2006 yılında Filistin’de yapılan seçimleri kazanmış, ancak Hamas’ın göreve gelmesini engelleyen kim diye baktığımızda İsrail yönetimi karşımıza çıkıyor. Daha sonra ne yapıyor? Gazze’yi ablukası altına alarak ve daha sonra denizden de abluka altına alarak 18 yıldır abluka altında olan bir noktada şimdi de mezalimle, zulümle Gazze’yi ele geçirmeye çalışıyor.” ifadelerini kullandı.

“HAMAS’IN HAMLESİ İSRAİL’İN İSTEMEDİĞİ NETİCEYİ ORTAYA ÇIKARDI”

Bozkuş açıklamalarının devamında Hamas’ın izlediği stratejik yolu değerlendirirken yeni oluşturulacak Filistin hükümeti içerisinde 3 kritik noktanın bulunması gerektiğini savundu: Hamas, silahların bırakılması noktasında çok akıllı bir strateji izledi ve şunu söyledi: Dedi ki, “Evet, ben silahlarımı bırakacağım. Ancak Filistin Devleti kurulduğu zaman ben silahlarımı Filistin Devleti’ne teslim ederim” dedi. Dolayısıyla burada çok önemli bir stratejik ayrıntı var ve bu da şunu ortaya çıkartıyor: Hamas, bugün Gazze’de kendi bekaları için, kendi toprakları için kurtuluş mücadelesi veren çok önemli bir kurtuluş hareketi ki, Ebu Marzuk da bu açıklamayı yaparken bu noktalara çok ince bir çizgiyle değindi ve Ebu Marzuk bu açıklamayla beraber dünya kamuoyuna şunu da söyledi: Bir devletin, Filistin Devleti’nin kabul edilebilmesi için, devlet olabilmesi için çok stratejik üç değer vardır: Bunlardan bir tanesi topraktır. Diğeri insan kaynağıdır. Diğeri de devletin yapılanmasıdır ki, bu devletin yapılanması da ekonomiden eğitime, sağlıktan tarıma ve güvenliğe ve güvenliği oluşturacak olan birimlere kadar hepsini içine alır. Dolayısıyla bu süreçte Filistin Devleti’nin oluşmasıyla da ilgili önemli bir hamleyi Hamas tarafından yapıldığını görmekteyiz. Bu süreç İsrail için hiç de beklemediği ve hiç de istemediği bir neticeyi ortaya çıkartır. Hayır denmeyen ancak evet demeye hazır olan bir Hamas’ın silahların bırakılması noktasında İsrail’e ve onların oluşturacağı bir heyete silahlarını asla teslim edilmeyeceğini açıklaması ve Filistin Devleti’ne silahların teslim edileceğini açıklamasıyla da beraber Hamas’ın kurtuluş hareketini bitirerek Filistin Devleti’nin düzenli bir ordu ya da düzenli bir polis gücüne sahip olması noktasında, Filistin Devleti’nin attığı adım olarak da bunu değerlendirebiliriz.

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu