HAŞMET BABAOĞLU / Haftanın notları: Dünyayı anlamaya başladık


Gazze sayesinde…
Tam şimdi…
Dünyayı anlamaya başladık.
Uluslararası ilişkileri, küresel düzeni…
Hepsinin ne menem bir şey olduğu kafamıza dank ediyor, yalan mı?
***
Paranın ana hattında siyonizm nöbet tutar…
Düşünün…
Buna rağmen işadamları, İsrail’in soykırımına karşı yüksek sesle konuşmaya başladılar.
Bir tek bizim sanat-sepet tayfasından çıt çıkmıyor. Eh, ne gördülerse, sonradan gördüler, asla kaybetmek istemiyorlar. Kariyer hesaplarını her şeyin üstünde tutuyorlar.
Geçen gün Elif Şahin, X’te yazmıştı:
“Yaşamayı hak eden gerçek hayatlara değil, pazarlandığında değer kazanan gündemlere daha yakın duruyorlar.”
Bu hesapçılıklarını unutmasak keşke!
Ama unutuyoruz ve zaten buna güveniyorlar.
***
Batı‘da hükümetler Gazze protestolarına kulaklarını kapatıyorlar…
Oysa Avrupa‘nın modern tarihi 250 yıldır sokakların tarihidir; kulaklar bir yere kadar kapatılır ama sonrası fena gelir.
Geçen gün yazdığım gibi, acil bir pandemi ilanı gelmeyecekse, Londra, Paris ve Berlin için alarmın çalacağı gün pek de uzak sayılmaz.
Coşkulara kapılıp kendimden geçecek kadar genç de değilim.
O yüzden “Gazze dünyayı özgürleştirecek bir başlangıç” diyemiyorum, diyemem ama dünyayı değiştireceğine artık eminim.
***
Yazıyı yazdığım saatlerde ekonomi kanalları açık…
Gıda enflasyonunun çok yüksek gelmesi karşısında şaşkına düşmüş gibi konuşuyor sunucular ve konuklar…
“Enflasyon beklentiyi aştı” diyorlar.
İlginç!
Beklentileri neydi acaba?
Hiç mi markete gitmiyor bu kişiler?
Stüdyodan veya akademiden dışarı çıkmıyormuş gibi konuşmalarına ve hayretlerine de ben şaşırıyorum.
***
Elinde market poşeti…
Karşılaşıyoruz.
Tatlı tatlı gülerek “Meyve-sebze reyonundan üç parça bir şey aldım, acayip yüksek bir para verdim, hâlâ alışamadım fiyatlara” diyor.
Poşetine baktığımı fark edince “Maydanoz falan yahu olacak şey değil” diye ekliyor.
Limonları işaret edip gülüyorum. “Mücevher almışsın!”
***
Sürekli ağrılarından şikâyet ediyor.
Oysa böyle bir hâl için henüz genç…
Ona bakınca bir kez daha anlıyorum:
Bazı ağrılar itirafçıdır; bedeni değil, ruhu ele verirler.