YAZARLAR

YÜKSEL AYTUĞ / Buna kimse alışmasın

Bu duruma düşmeyi hangi çocuk hak eder? İçinde bir damla vicdan barındıran bir insan Gazze‘deki bu bir yudum suya muhtaç, etleri erimiş, bacakları kürdana dönmüş çocuk için nasıl isyan etmez?
Bilmem bu, köşemde paylaştığım kaçıncı Gazze dramı fotoğrafı. Ama herkese, hepinize bir şeyi yasaklıyorum: Bu görüntülere alışmayı…
Çünkü zulmü kanıksamak da bir tür zalimliktir. Bu tür görüntüler karşınıza her çıktığında, yüreğiniz bir öncekinden daha çok kanamalı, vicdanınız daha derinden sızlamalı.

İsrail zulmünün bu dünyadan kalkması için herkes payına düşeni yapmak zorunda. Gazeteci, duyguları diri tutmalı. Siyasetçi elindeki güçle baskı kurmalı. Hiçbir gücü olmayanın bile ağzında biriktireceği bir okka tükürüğü vardır herhalde…
Netanyahu öyle bir yalnız bırakılıp tecrit edilmeli ki; sesi de, silahı da sadece boşlukta yankılanmalı.
İnsanlık belki de bugüne kadarki en büyük sınavını veriyor. Hitler‘i semirtip, büyüten ve sonunda dünya savaşına neden olarak milyonlarca masumu öldüren “boş vermişlik” bir kez daha eskisinden çok daha dehşetli bir şekilde karşımıza dikilmiş duruyor. İkinci Dünya Savaşı’nı önleyemedik belki ama üçüncüsünü durdurmak için elinizde hâlâ fırsat var.
Harekete geçmek artık bir insanlık borcudur. Hemen, şimdi…

Güllü olayına farklı bakış
Öyle çok aldatıldık, dolandırıldık ve manipüle edildik ki, artık milletçe stres kaygı bozukluğu yaşar hale geldik. Bir kuşkuculuk hali ki sormayın. Kriminal bir sonuca varmayan hiçbir olay bizi tatmin etmez oldu.
Şarkıcı Güllü’nün hayatını kaybetmesiyle birlikte ekranlarda ve sosyal medyada “En iyi dedektif benim” yarışması start aldı adeta. Bilen bilmeyen, uzmanlığı olan olmayan herkes ulema kesildi. Kimi Güllü’nün çocuklarını, kimi eski menajerini töhmet altında bıraktı. Nasılsa günün sonunda hesap soran, “Sen böyle demiştin ama bak doğrusu böyleymiş” diyen olmadığı için salla sallayabildiğin kadar. Maksat; reytingler yükselsin, takipçiler artsın.
İyi de ya olay sıradan bir kaza ise? Ya insanların günahını alıp, itibarlarını beş paralık ettiyseniz?
Belli ki mevcut hukukumuzda bunun bir yaptırımı yok. Yine de buna pek güvenmeyin. Zira asıl mahkeme öte tarafta…

Tekneli ünlüler neredesiniz?
Onları sosyal medyalarında lüks tekneleriyle hava atarken sık sık izleriz. Ata Demirer, Acun Ilıcalı, Gani Müjde, Kıvanç Tatlıtuğ, Pınar Altuğ- Yağmur Atacan çifti, Ayhan Sicimoğlu ve niceleri… Tekneleriyle yaz boyunca maviliklerde süzülürler. Hatta bazıları yılın 8 ayını teknelerinde geçiren deniz tutkunlarıdır.
Allah daha iyilerini de nasip etsin. Ancak beklerdim ki içlerinden en az biri, Gazze’ye umut taşıyan Sumud filosuna teknesiyle katılsın. “Gidip Gazze açıklarında İsrail donanması ile çatışsınlar” demiyorum tabii ki. Ama hiç olmazsa sembolik olarak yolculuğun bir bölümünde aktivistlere eşlik etselerdi keşke. Eminim popüler güçleriyle bu insanlık çığlığına nefes olurlardı. Ancak bırakın eşlik etmeyi, bu filonun misyonu üzerine sosyal medyalarında tek bir teşvik edici, cesaret verici paylaşımlarına rastlamadım.
Belli ki enerjilerini Göcek koylarında tekneye gözleme sipariş etmeye sakladılar…

Zap’tiye
Gazze’de değişen hayatlar… Buna yürek dayanır mı?

Gaf kürsüsü
Eskişehir’de bir pavyonda dört kişi, Afet isimli kadın için birbirine girdi. Silahlı çatışmada bir kişi öldü. Uğruna katil oldukları Afet’in ise A. E. isimli erkek olduğu ortaya çıktı.

Ne demiş?
“Sevgili anne babalar, çocuğunuzun sorumluluğunda olan bir şeyi ondan daha fazla dert ettiğinizde çocuğunuz sorumsuzlaşır.” (Psikolog Güven Kaya’nın tespiti)

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu