BERCAN TUTAR / Hamas kalacak işgalciler gidecek


Filistin halkının yaralarını sarmak ve taleplerini yerine getirmek yerine Ramallah’taki işbirlikçi yönetimi ödüllendiren Filistin devletini tanıma tiyatrosundan sonra gündeme bu kez de yeni Gazze planı sürüldü. Kuşku yok ki akan kanın ve soykırımın durması için ateşkese ve barışa herkes destek veriyor. Ancak büyük resmi görmemek için de kör olmak lazım. 20 maddelik Gazze planı her açıdan yeni bir işgal yöntemidir. Bir bakıma Filistin halkını silahsızlandırarak ve silah bırakmaya zorlayarak dış kontrole kapı aralamaktır. Neredeyse 100 yıl sonra manda yönetimine yeniden dönüştürmektir.
Burada hedefleri ve niyetleri ne olursa olsun küresel emperyal merkezler için de mayın eşeği olarak cepheye sürülen siyonist soykırımcılar için de derin bir hezimet söz konusu. Yolun sonu görünüyor. Geri sayım başladı.
Küresel anlamda sıkışan sömürgeciler Gazze’de hem zaman hem de Türkiye liderliğindeki İslam dünyasının ‘onayını’ kazanmaya çalışıyor. Çünkü Batı ve yeni bir ‘modus vivendi’ arayışı içindeki Rusya, Çin, Hindistan, İran ve Kuzey Kore ile kurulan ‘müzakere masaları’ birer birer devrildi. Gazze’de devreye sokulan yeni plan bu bağlamda Küresel Güney ile kızışacak olan savaşta, Batı’nın Türkiye ile İslam dünyasının kabaran öfkesini düşürme hamlesidir.
***
Fakat ne yapsalar da ok yaydan çıktı bir kere. Yeni küresel mücadelenin en kritik cephesi konumundaki Gazze’de siyonaziler hezimete uğradı. Muharebeyi kazansalar da savaşı kaybettiler. Küresel algıyı artık manipüle edemiyorlar. Yenildiler. Mısır’a bile söz geçiremiyorlar. Katar, çekinmeden çekincelerini sıralıyor. Zira 1967’de Mısır, Ürdün ve Suriye’yi 6 günde yenen İsrail ve destekçisi Batı, iki yıldır her tür barbarlığa rağmen yetimler ordusu Hamas’a boyun eğdiremedi.
Hamas, direnişiyle aynı zamanda İslam dünyasını da savunuyor. Çünkü Filistin’den sonra sıranın birer birer diğer ülkelere geleceğini herkes gördü. İşte bu yüzden diplomatik hinliklerle Hamas’ın silahlarını alıp iradesini kırmaya çalışıyorlar. Ne var ki bu oyunların devri geçti. Afrika, Asya ve Latin Amerika gibi dünyanın farklı bölgelerinde kimse çözüm için artık sömürgeci Batı’dan değişim talep etmiyor.
Burkina Faso, Gine, Nijer, Mali, Kuzey Kore, Ukrayna, Mayanmar ve Venezuela’da görüldüğü üzere ekonomiden siyasete, teknolojiden kültüre uzanan farklı alanlarda harekete geçen Küresel Güney ihtiyaç duyduğu değişimi artık bizzat kendisi gerçekleştiriyor.
***
Libya, Karabağ ve son olarak Suriye’de ise Türkiye kendi çözümünü Batı’ya kabul ettirerek İslam dünyasında büyük bir jeopolitik devrime imza attı. Bu hamleler er veya geç Gazze başta olmak üzere bölgemizde de hayata geçecek. Haliyle Batılı güçler ve soykırımcı taşeronları ya reform yapacak ya da geri çekilecekler. Bütün cephelerde aşağı yukarı benzer bir tablo var.
Unutmayalım ki Batı’nın insani ve siyasi sözde söylemlerle inşa ettiği ahlaki otoritenin son kalıntıları da Gazze’de tarihin çöplüğüne atıldı. Ukrayna ve İsrail’e verilen açık askeri çekler sonucu iç borcu 36 trilyon dolara ulaşan ve yıllık faiz ödemeleri bile 1 trilyon dolarla savunma bütçesini aşan Amerikan yönetimi içeriden ve dışarıdan sıkışmış durumda. Gemisi su alan ABD’nin tamamen dibe vurmuş İsrail’i kurtarması bu saatten sonra çok zor.
Dolayısıyla siyonazilerin Gazze’de kendi şartlarını dayatacak ahlaki ve askeri üstünlükleri tamamen yok olmuş halde. Hamas değil işgalciler gidecek. 100 maddelik plan da hazırlasalar soykırımcıların Gazze’de barınmaları imkânsız. Zira bütün senaryoları çöktü. Gazze’den çıkıp gitmeleri artık bir zaman meselesi…