MEVLÜT TEZEL / Asıl restoran ve lokantalar denetlenmeli!

Kilis‘te 35 TL’ye döner satan esnaf, dönerin gerçek maliyetini açıkladı:
“Tavuğun kilosu 120 TL. 100 gram tavuk koysanız 12 TL, ekmeği 5 TL, salatası 3 TL, kira masrafı 5 TL. Toplam 25 TL yapıyor.
10 TL de kar kalıyor. Sürüm yaptığınızda bu büyük bir kazanca dönüşüyor.”
Bugün İstanbul‘da “35 TL’ye tavuk döner yedim” derseniz, “Martıdır o” diyenler çıkar.
İnternette biraz araştırdım dönercinin hesabı aşağı yukarı doğru.
Haberle ilgili yorumlarda da; dönerin yüzde 35 fire vereceği, yani 10 kg çiğ takarsa 6,5 kg pişmiş hali kaldığı belirtilmiş.
Elektrik, doğalgaz, kira, vergi, et hariç diğer malzemeler vs. hesaplandığında tavuk döneri 35 TL’den sattığınızda kurtarmaz diyenler de olmuş.
Lakin dönercinin sattığı döner başına 10 TL kar kalması doğru. Muhtemelen bu iş yerinde döner ustasının yanında, bir çırak çalışıyordur.
Dükkân küçük. Eski kiracıysa, kira da düşük olabilir. Özetle dönerci, döneri düşük fiyattan satıp, sürümden kazanarak işini sürdürüyor gibi gözüküyor.
Makul fiyat politikasıyla geçimini sağlayan Kilisli döner ustasını kutlarım.
100 gram tavuk döner 35 TL’ye satılıp kar elde ediliyorsa, 100 gram tavuk döneri, 200 TL ve üstü fiyatlara satanlar ne kadar kar elde ediyorlar acaba?
Çalışan maliyetini, yüksek kirayı vs. her şeyi üst üste koyun, hesap ortada; ham madde olan 100 gram tavuk 12 TL!
Boşuna adım başı tavuk dönercisi açılmıyormuş!
Bence asıl büyük vurgunu İstanbul’da çiğ köfteyi dürümü 100 TL’den, kilosunu ise 500 TL’den satanlar yapıyor.
Tavuk dönerde hiç değilse 100 gram tavuk eti var. Çiğköfte ise yaygın olarak etsiz olarak satılıyor.
İstediğiniz işletme masrafını içine katın salçalı, baharatlı, bulguru kilosu 500 TL’den satmak büyük vurgun!
Bu örnekleri çoğaltmak mümkün.
İçinde 110 gram et bulunan İskender Kebabının porsiyonu 780 TL. İçinde 100 gram et olan hamburgeri 200 TL’den satıyorlar.
İstanbul’da sosyalleşeyim kafeye gideyim derseniz bir fincan çaya 100 TL, kahveye 180-200 TL ödüyorsunuz.
Üstelik temel gıda maddelerinde KDV oranı sadece yüzde 1!
Bu büyük kar marjına rağmen bir de dışarıda satılan yemekler kalitesiz!
Lahmacunda, kebapta, dönerde yapılan hileleri haberlerde okuyoruz!
Enflasyon kademeli olarak düşmeye başladı ama yeme içme mekânlarındaki fahiş fiyatlar enflasyonu tetikliyor!
Hep marketleri tartışıyoruz, son yıllarda asıl anormal fiyat artışları yeme-içme mekânlarında yaşanıyor.
Maliye artık marketler yerine yoğun bir şekilde restoran, lokanta ve kafeleri denetlemeli!
***
KÖPEK VERGİSİ
İtalya’nın kuzeyindeki Bolzano eyaletinde, köpek sahiplerinden vergi alınmasını öngören bir teklif gündeme geldi.
Öneriye göre, bölgeyi ziyaret eden köpekler için sahiplerinden gecelik 1,5 euroluk ‘turist vergisi’ talep edilecek.
Bölgeye yerleşik köpek sahipleri ise yıllık 100 euro ödeyecek.
“Saçma sapan bir öneri” diyorsanız, bir de önerinin mimarı Luis Walcher’e kulak verin; “Bu vergi adil. Aksi halde köpeklerin yarattığı maliyeti tüm toplum üstlenmek zorunda kalıyor.”
Yerel yetkililer, verginin bir kısmının sokaklardaki köpek dışkılarının temizlenmesi ve yeni köpek parklarının inşasına ayrılacağını belirtti.
İtalyanlar köpeklerin dışkısının toplanmasının bile maliyetini hesaplıyor, iyi mi?
Bizde ise bazı belediyeler köpek ve kedilere her gün mama dağıtıyor, barınak yapıyor, hayvanları kısırlaştırıyor, aşılarını vuruyor, bazen kedi ve köpeklere ücretsiz tedavi uyguluyor!
Ve tüm bu masrafların parası da vatandaşın ödediği vergilerden çıkıyor!
Sokak köpeklerini istemeyen vatandaşlar bile köpeklerin masrafını üstleniyor!
***
BIKKINLIK DA YASAK!
Çin hükümeti “Ders çalışmanın faydasız olduğu” veya “İşte çok çalışmanın gereksizliği” gibi paylaşımları, ayrıca ‘dünyadan bıkkınlık’ hissi yaratan içerikleri yasaklamak için iki aylık bir kampanya başlattı.
Hükümetin hedefi yüksek genç işsizliği karşısında motivasyonu korumak.
Ancak bu kadar kontrol ve baskı da fazla! Hep çalışacak ve üreteceksin. İş arayan ise pes etmeyecek! İşte devletçi kapitalizm de böyle oluyor.
***
BARDAĞI TAŞIRAN SON DAMLA!
Fotoğrafta gördüğünüz Tilly Norwood, yapay zeka yapım şirketi Particle6’ya ait tamamen sanal bir oyuncu.
Sanal oyuncu ve sunucu haberlerine sık rastlıyoruz.
Bu haberi farklı kılan ise; önceki gün birkaç Hollywood ajansının Norwood’la sözleşme imzalamakla ilgilendiğini ortaya çıkarması.
Bu gelişme Hollywood’lu gerçek oyuncular için bardağı taşıran son damla olarak görüldü.
Independet Türkçe’nin haberine göre ‘In the Heights’ filminin yıldızı Melissa Barrera, şu yorumu paylaştı:
“Umarım bunu yapan menajer tarafından temsil edilen tüm oyuncular onu bırakır. Ne kadar iğrenç, bunu yapanların niyetini görün.”
Artık senaryo yazarken de yapay zekadan destek alınıyor. Oyuncular da sanal olursa sinema ve dizi sektöründen birçok insan işsiz kalacak.
Yapay zeka aslında yoktan bir şey yaratmıyor.
Yüzbinlerce dizi, film arşivinin yüklendiği yapay zekalar, bu eserlerin bilgi birikimiyle yapımcıların istediği türde senaryolar ortaya çıkarıyor.
Aynı mantıkla yüzbinlerce gerçek insanın görselleri taranarak ortaya karışık bir sanal oyuncular da üretiliyor.
Sanal oyuncu kapris yapmaz, yönetmene kızıp seti terk etmez. 7/24 çalışır!
Peki, dizi ve filmlerin maliyet düşerse, bu durum sinema biletlerinin ve dijital aboneliklerinin ücretini de düşürür mü?
Tabii ki, hayır! Onlar hep daha çok kazanmalı!
***
Altyazı
“Onda bir köpeğin bütün özellikleri var, sadakat dışında.” (The Best Man)