GÜNDEMMANŞETLER

Başkan Erdoğan’dan ABD dönüşü kritik mesajlar! Trump görüşmesi, BMGK’da İsrail’e tepkiler, Gazze ve Filistin meselesi…

BMGK'da tarihi bir konuşma yapan Başkan Erdoğan, ʺDünya 5'ten büyüktürʺ görüşünü bir kez daha tekrarladı. (DHA)BMGK’da tarihi bir konuşma yapan Başkan Erdoğan, ʺDünya 5’ten büyüktürʺ görüşünü bir kez daha tekrarladı. (DHA)

SORU: BM konuşmanıza değinmiştiniz. İsrail sadece Gazze değil, Suriye, Yemen, Lübnan ve İran’da da çeşitli saldırılar gerçekleştirerek bölge barışını tehdit eden adımlar atıyor. Özellikle Suriye’ye yönelik saldırılar 8 Aralık sürecine zarar veriyor. Terör gruplarını da bölgede bir yandan cesaretlendiriyor. 58 yıl aradan sonra Suriye, BM’de yer aldı ve Suriye Cumhurbaşkanı Ahmed Şara oturumda konuşma yaptı. Siz de Türkevi’nde Sayın Şara ile görüştünüz. Suriye’nin toprak bütünlüğü ve yarınına dair neler söylemek istersiniz?

Başkan Erdoğan: Gerçi ben Sayın Şara’nın konuşmasını dinleme fırsatı bulamadım, ama dinleyen arkadaşlardan bilgi aldım. Kendileri de Şara’nın konuşmasını çok çok iyi bulduklarını ifade ettiler. İsrail saldırganlığının, Filistin ile sınırlı kalmayacağını, bölgemizde de yansımaları olacağını daha önce söylemiştim. İsrail’in İran, Lübnan, Yemen ve Suriye’de pervasız saldırılarına şahit olduk. Suriye’de hem İsrail tarafından yapılan fiili saldırıları, hem de Suriye’nin barış ve istikrar gayretlerini baltalama girişimlerini gördük. Suriye Cumhurbaşkanı Ahmet Şara ile New York’ta son durumu, Türkevimizde ele aldık. Bu yıl Birleşmiş Milletler Genel Kurulu’na katılmaları Suriye hükümetinin uluslararası meşruiyeti için çok çok önemliydi. Suriye ekonomisinin ve altyapısının yeniden ayağa kalkması da çok önemli. Suriye ile her alanda iş birliği projeleri geliştiriyoruz, her zaman Suriye’nin egemenliğine ve toprak bütünlüğüne önem veriyoruz. Araplar, Türkmenler, Kürtler, Sünniler ve Nusayriler, Dürziler, Hristiyanlar… Yani tüm kimlikleriyle Suriyelilerin yan yana barış içinde yaşadığı bir ülke istiyoruz. Suriye yönetimi de bizimle aynı duyguları paylaşıyor. Bunu dinamitleyecek hiçbir girişime göz yummayız. Terör örgütlerinin Suriye’nin geleceğinde yeri yoktur, olamaz. Uluslararası toplum da Suriye’de barış ve istikrar için adımlar atmalı. Bölgedeki terör örgütlerini cesaretlendirici faaliyetlerden uzak durmalı. Özellikle Suriye’ye yönelik yaptırımların kaldırılmasını da çok ama çok önemsiyoruz.

SORU: Mısır ile Türkiye arasında kurulan iyi ilişki, hatta 13 yıl aradan sonra iki ülkenin Deniz Kuvvetlerinin şu sıralarda Akdeniz’de ortaklaşa tatbikat yapıyor olması, acaba Türkiye ile Libya arasındaki deniz yetki anlaşmasının bir benzerinin Mısır’la da olabileceğinin bir işaret mi? Aynı zamanda Türkiye-Libya-Mısır yakınlaşması acaba İsrail ve Yunanistan cephesinde nasıl yankı bulur bu bağlamda? Yine buna ek olarak KIZILELMA insansız savaş uçağının inip kalkacağı, inşasına yeni başlanan ikinci uçak gemimizin ne zaman donanmaya katılacağı belli mi?

Başkan Erdoğan: Libya’da çatışan iki taraf arasında Türkiye’nin arabuluculuğuyla sağlanan barış, sadece Libya halkı için değil, tüm bölge için bir umut kaynağı olmuştur. Mısır ile kurduğumuz iyi ilişkiler ve 13 yıl aradan sonra Deniz Kuvvetlerimizin Akdeniz’de birlikte tatbikat yapması Türkiye’nin bölgesel barışta ve güvenlikte oynadığı rolün somut göstergesidir. Türkiye ve Mısır bölgemizin iki önemli ülkesi. Son yıllarda ilişkilerimizdeki ilerleme tarihi seviyelerde. Bu iş birliği alanlarını artırmak için çalışıyoruz. Türkiye’nin kimsenin hakkında, egemenliğinde gözü yoktur. Ancak kendi hak ve menfaatlerini de korumakta kararlıdır. Akdeniz’deki kaynaklar konusunda yaklaşımımız nettir. Biz bu kaynaklardan payımıza düşeni alır, kazan kazan ilkesiyle de komşularımızla birlikte iş yaparız. Türkiye’nin bu kararlı duruşu bölgede hesapların yeniden yapılmasına neden oluyor, Türkiye artık masada söz sahibi, karar alıcı ve yön verici bir güçtedir. Uçak gemimizin yapımıyla ilgili çalışmaya gelince, bu konunun sorumluluğu, mesuliyeti birinci derecede Deniz Kuvvetleri Komutanımıza aittir ve özellikle de Milli Savunma Bakanımız Yaşar Güler de işin takibini yapıyor. Zaman olarak “şu zaman bitecek” diye bir ifade kullanırsak bu biraz abartılı olur. Ama herhalde 1-2 yıl içerisinde inşallah gemimizi bitireceğiz.

SORU: Sayın Cumhurbaşkanım, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti için özellikle son yıllarda çok çaba sarf eden bir lidersiniz. Orada 19 Ekim’de bir seçim var ve siz her fırsatta, her platformda Ada’da iki devletli çözüm önerisini vurguluyorsunuz. 19 Ekim’deki seçim sonuçlarına göre Türkiye’nin Kıbrıs politikası değişebilir mi?

Başkan Erdoğan: Kıbrıs konusunda zihnimiz de politikamız da net. Federasyon defteri bizim için artık kapanmıştır. Kimse kelime oyunlarıyla bizi yeniden federasyon tartışmalarına çekemez. Kıbrıs Türkü Ada’da azınlık olmayı asla kabul etmeyecektir. Tek gerçekçi çözüm Ada’da iki ayrı devletin varlığının kabulüdür. Birleşmiş Milletler Genel Kuruluna hitabımızda bunu zaten açık açık dile getirdik. Tavrımızı orada bir kez daha ortaya koyduk; tüm dünyaya ilan ettik. Bu duruşumuzun değişmesini beklemek yanlış olur. Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti seçimleri hayırlara vesile olsun istiyoruz. İnanıyoruz ki; Kıbrıs Türk halkı en doğru, en isabetli tercihi yapacaktır. Anavatan ve garantör olarak, Kıbrıs Türkü kardeşlerimizi asla yalnız bırakmayız.

SORU: Geçen yıl 30 Ağustos Zafer Bayramı konuşmanızda iç cephe vurgusu yapmıştınız. “İç kalemizde gedik açılırsa bunu toparlamak meşakkatli olacaktır. Hepimiz bedel öderiz. Milletini seven, kendini bu topraklara ait hisseden kimsenin kaybetme iklimine fırsat vermeyeceğine inanıyorum” demiştiniz. Geçtiğimiz 1 yılda dünyada savaşlar ve gerilim noktaları daha da arttı. Siz bu noktada muhalefete iç cephe konusunda nasıl bir mesaj vermek istersiniz?

Başkan Erdoğan: Benim o ifadem çok çok kararlı bir duruşun yansıması, tespitiydi. İç cephe vurgumuzla ülkemizin her alanda güçlenmesi, birlik ve beraberliğin kuvvetlendirmesi ihtiyacını ifade ettik. Nitekim sonrasında başlatılan “Terörsüz Türkiye” girişimiyle bu süreç devam etti. İnşallah ülkemiz “Terörsüz Türkiye” hedefine ulaşacak ve geleceğe daha güçlü bir şekilde yürüyeceğiz. Milletimizi bölen, ayrıştıran, kardeşliğimizi zedeleyen her girişim, aslında bizi içerden yıkmaya çalışan güçlere hizmet ediyor. Biz buna asla izin vermeyeceğiz. Bizim iç cephemiz güçlü olursa dışarıda kimse bize diz çöktüremez, bize dayatmalar yapamaz. Ülkemizi sadece iç cephe konusunda değil, şu anda her alanda güçlendiriyoruz. Savunma sanayi, teknoloji hamleleri, ekonomi ve daha birçok alanda atılımlarımızı, artırarak devam ettireceğiz. Bizden sonraki nesillere tam bağımsız ve müreffeh bir Türkiye bırakmakta kararlıyız.

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu