YAZARLAR

FUNDA KARAYEL / Okuma oranı düştü genç beyinler tembelleşti

Dünyada kitap okuma oranları hızla geriliyor. İngiltere’de halkın yüzde 40’ı bir yılda tek bir kitap bile açmadı. Amerika ve Avrupa’da gençler kitap yerine sosyal medya içeriklerine yöneliyor. Türkiye’de ise ekran bağımlılığı okuma alışkanlığını zayıflatıyor. Bu tablonun sonucu ise acı: Gençler artık eski metinleri anlamıyor, cümleler kısaldıkça düşünceler sığlaşıyor, ne yazık ki genç zihinler tembelleşti

Okumanın gerilediği bir çağdayız. Birkaç rakam tabloyu özetliyor: İngiltere‘de 2024’te halkın yüzde 40’ı hiç kitap okumamış ya da sesli kitap bile dinlememiş. Amerika‘da ise keyif için okuma oranı son yirmi yılda beşte iki oranında azaldı. Avrupa genelinde kitap satışlarının düştüğü raporlanıyor. Türkiye‘de de tablo farklı değil; yayıncılar kitap satışlarının giderek azaldığını, özellikle gençlerin dikkati ekrana kaydığı için okuma alışkanlıklarının zayıfladığını söylüyor.
Yeni kitabım çıktı ve yorumları en yakındakilerden değil, en uzaktaki kişilerden alıyorum. İlginç değil mi? Peki neden kimse kitap okumuyor? “Zamanım yok” bahanesi kabul edilemez; insan kendini geliştirmek için yeni kitaplar okumalı, vizyonunu genişletmeli, ufkunu açmalı. Ama nerede? Çarpıcı bir bulgu şu: Popüler kitaplarda cümle uzunlukları dramatik biçimde düştü. Daphne du Maurier’in 1931 tarihli bir romanında ortalama cümle 40 kelimeyken, günümüzün en çok satan romanlarında bu sayı 10 kelimeye kadar geriledi. Bu yalnızca edebiyattaki estetik kaybı değil, düşünme biçimlerinin de yüzeyselleştiğini gösteriyor.

AMERİKA’DA TABLO
Amerika’da yapılan bir araştırma, üniversite öğrencilerinin Dickens gibi klasik metinleri anlamakta zorlandığını ortaya koyuyor. Yani edebiyat öğrencileri bile artık karmaşık dil yapısını takip etmekte güçlük çekiyor. Sosyal medyanın hızlı tüketilen kısa metinleri kitapların yerini alıyor. Sonuç, zihinsel tembelleşme.

AVRUPA’DA DURUM NE?
Avrupa ülkelerinde farklılıklar olsa da genel gidişat benzer. İskandinav ülkeleri hâlâ yüksek okuma oranlarına sahip. Ancak Fransa, Almanya ve İngiltere gibi büyük pazarlarda özellikle genç kuşak arasında kitap yerine podcast, video ve sosyal medya içeriklerine yönelim var. Kitap satışları durağan; kütüphanelere ilgisizliğin arttığı gözlemleniyor.

TÜRKİYE’DE NE OLUYOR?
Türkiye’de okuma oranları uzun süredir düşük. TÜİK verilerine göre halkın büyük bölümü kitap okumayı bir alışkanlık haline getirmemiş. Okumanın azalması yalnızca bireysel bir kayıp değil. Sosyal hareketliliğin en güçlü motorlarından biri kitap. Daha iyi bir eğitim, daha yüksek bir gelir ve daha geniş bir dünyaya açılma şansı büyük oranda kitapla mümkün oluyor. Okuma geriledikçe toplumda sınıfsal eşitsizlikler daha da derinleşiyor. Sorulması gereken soru şu: Okumanın yerine geçen kısa videolar, hızlı tüketilen içerikler, yapay zekâ özetleri bize gerçekten ne kazandırıyor? Daha hızlı mı düşünüyoruz yoksa daha yüzeysel mi? Cümleler kısaldıkça düşünceler de kısalıyor olabilir.

KİTABIN YERİNİ NE ALDI?
Okuma geriliyor ama boşluk hiçbir zaman boş kalmıyor. Kitapların hayatımızdaki yerini hızla başka şeyler dolduruyor. Bakın gençlik yerine neler koymuş?

SOSYAL MEDYA AKIŞI
Bugün insanlar metroda kitap açmak yerine parmaklarını sonsuz bir ekranda kaydırıyor. TikTok, Instagram Reels, X’teki kısa metinler… Bunlar okumanın yerini aldı. Ancak mesele yalnızca zamandan çalınması değil. Sosyal medyanın dili basit, hızlı ve çoğunlukla duygusal. Uzun düşünme gerektirmiyor; anında tepki üretmeye yönlendiriyor.

GÖRSEL KÜLTÜRÜN YÜKSELİŞİ
Bir başka büyük rakip görseller. YouTube, Netflix, podcast’ler… Görsel ve işitsel içerik, kitapların taşıdığı derinliği kopyalayamasa da daha kolay tüketildiği için tercih ediliyor. Görselliğin artmasıyla birlikte kelimeler geriliyor. Hızlı bir belgesel, bir makalenin yerini alabiliyor.

YAPAY ZEKÂ ÖZETLERİ
Yeni çağın bir başka dinamiği yapay zekâ. İnsanlar artık yüzlerce sayfalık bir raporu okumak yerine ChatGPT’ye özetletiyor. Bu pratik görünüyor ama okumanın zihinde yarattığı derin izleri taşımıyor. Özet bilgi kolay sindirilir, fakat zihni keskinleştirmez.

EĞLENCE KÜLTÜRÜ
Okumak çoğu kişi için zahmetli bir eylem. Onun yerine oyunlar, diziler, sosyal medya trendleri çok daha cazip geliyor. Eğlence kültürü, düşünmeyi erteleyen bir alan açıyor. Kitabın vaat ettiği şey sabır isterken, ekran eğlencesi anında ödüllendiriyor. Türkiye’de özellikle genç kuşak YouTube ve TikTok üzerinden gündemi takip ediyor. Bu platformlarda yayılan bilgi hızla tüketiliyor ama çoğu zaman yüzeysel kalıyor. Kitap ise ikinci plana atılıyor. Ekonomik zorluklar da devreye girince kitap, hem zaman hem de maliyet açısından lüks bir uğraş gibi algılanıyor. Kitapların yerine geçen bu yeni araçlar elbette bilgi ve kültür akışı sağlıyor. Ancak soru şu: Daha mı çok biliyoruz, yoksa yalnızca daha çok içerik mi tüketiyoruz? Okumanın sunduğu derinlik, bağlantı kurma becerisi, uzun düşünce zinciri kaybolduğunda geriye yalnızca hızlı ama kırılgan bir bilgi kalıyor.

YENİ NESİL MESLEK: TAVŞAN İNFLUENCER’LIĞI
Eskiden karne hediyesi olarak alınır, kısa sürede ilgisi kaybolurdu. Bugünse tavşanlar, Swarovski taşlı tasmaları, havuçlu doğum günü pastaları ve “sürpriz kutu açılımlarıyla” sosyal medyanın yeni fenomenleri… Artık onlar yalnızca birer evcil hayvan değil, tam anlamıyla influencer!
İnternet kedi videolarına doymuş durumda, köpek içerikleri de sıradanlaştı. İnsanlar daha niş ve sevimli bir şey arıyor. İşte devreye minik kulaklar ve pamuk kuyruklar giriyor. Bir tavşanın “carrot mukbang” ya da “bunny spa routine” paylaşımı dakikalar içinde viral olabiliyor.

GERÇEK FENOMENLER
PuiPui (Japonya):
Kravatları ve smokinleriyle moda ikonuna dönüştü, markalarla iş birliği yapıyor.
Cinnamon Bun (New York): Sponsorluk anlaşmalarıyla haftada yüzlerce dolar kazanıyor.
Lola (Berlin): Meditasyon videoları ve “wellness” içerikleriyle popüler.

NASIL OLUNUR?
1- Sevimli bir tavşan sahiplenin, kişiliği olsun.
2- Estetiğe önem verin; pastel arka plan, şirin aksesuvarlar.
3- Düzenli içerik üretin: Outfit, günlük vlog, havuç tarifleri…
4- İngilizce paylaşın, küresel kitleye ulaşın.
5- Mama ve aksesuvar markalarıyla sponsorluk arayın.

AVANTAJLARI
Az rekabet, yüksek dikkat.
Sevimlilik garantili içerik.
Reklam ve ürün yerleştirmeden gelir.
Tavşanla vakit geçirmenin psikolojik faydaları.

AMA UNUTMAYIN
Tavşan partileri, doğum günü kutlamaları artık moda. Fakat tavşanlar oyuncak değil. Strese girebilir, kucakta durmayı sevmezler. Doğru bakım sağlanırsa 8-12 yıl yaşayabilirler. Düzenli veteriner kontrolü, dengeli beslenme ve ilgi şarttır.

BAKIM İPUÇLARI
BESLENME:
Mama + sebze + bol saman.
TUVALET EĞİTİMİ: Sabırla mümkün.
KAFES: Geniş ve havadar olmalı, gün içinde serbest dolaşmalı.
BAKIM: Tırnak ve diş düzenli kesilmeli.
İLGİ: Günde birkaç saat oyun ve sosyalleşme gerekli.
Sonuç mu? Bir tavşan sahiplenmek, yalnızca şirin bir fenomen oluşturma fikriyle sınırlı değil. O uzun ömürlü, hassas bir dost. Eğer gerçekten sorumluluk alabilirseniz, hem evinizin maskotu hem de sosyal medyanın yıldızı olabilir.

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu