YAZARLAR

YÜKSEL AYTUĞ / İsrail’i dünyaya rezil ettik!

İşte ben buna “istihbarat zaferi” derim. Geçen hafta İsrail’in Katar‘da bulunan Hamas’ın müzakere heyetine 10 savaş uçağıyla düzenlediği suikastın başarılı olmasını MİT’in engellediğini fısıldamıştım. Olayın detaylarına ulaştım.

Türkiye, henüz İsrail ve ABD’nin bile açıklayamadığı çok hassas bir radar takip teknolojisi sayesinde Hamas üyelerine mesaj geçip, “Cep telefonlarınızı binada bırakıp, hemen oradan uzaklaşın. 8 dakikanız var” demiş. Çünkü radar izlemesi, 10 İsrail F 35’inin Katar’ın başkenti Doha‘yı vurmaya hazırlandığını tespit etmiş. Uyarı üzerine başta Hamas’ın Gazze Lideri El Hayya olmak üzere heyet suikasttan kurtulmuş. İsrailli yetkililer ise binada bırakılan cep telefonlarının sinyallerinin kesilmesi üzerine saldırının başarılı olduğunu dünyaya açıklamış ama aslında hiçbir üst düzey ismi öldürememiş.
Nereden, nereye… Eskiden CIA ve MOSSAD operasyonlarını gıpta ile izlerdik. Şimdilerde tüm dünya TSK ve MİT’in icraatlarını ağzı açık izliyor.

Eurovision rezaleti
Eurovision Şarkı Yarışması’nı kim düzenliyor? EBU. Yani Avrupa Yayın Birliği. Peki EBU ne için kuruldu? Avrupa’da yayın yapan tüm üye ülkelerin televizyon yayınları ve yayıncılarını güçlü bir birlik haline getirmek, yayın yoluyla ülkeler arasında kültürel köprüler kurmak, yayıncıların haklarını koruyup gözetmek için.
Peki bu kuruluş, onlarca televizyoncuyu Gazze’de katleden İsrail’in, Eurovision Şarkı Yarışması’nda yer almasına nasıl göz yumuyor? Ölen televizyon muhabirinin, kameramanının hakkını koruyamazken, sevsinler senin şarkı yarışmanı…
Bu yıl İspanya, İrlanda ve Slovenya seslerini biraz daha yükseltti. “İsrail varsa Eurovision’da biz yokuz” dediler. Helal olsun ama yeter mi? Yetmez…
Daha Rusya-Ukrayna savaşı başlar başlamaz Rusya’yı Eurovision’dan atan EBU’nun kitabında nasıl “standart” kelimesine yer yoksa, belli ki “vicdan” da yanlarına uğramamış…
Yıllar önce bu rezil organizasyondan ayrılmakla nasıl doğru bir iş yaptığımızı şimdi çok daha iyi anlıyorum.

İkinciliğe üzülen ülke
Hem Filenin Sultanları‘nı hem de 12 Dev Adam‘ı yürekten kutluyorum. Her iki takımımız da kanının, terinin son damlasına kadar muazzam bir mücadele verdi.
Gelgelelim milli takımlar düzeyinde final oynamayı bir türlü beceremiyoruz. Bana göre bunun tek bir sebebi var: Aşırı duygusallık. Milli duygular, profesyonel oyunun önüne geçince bu baskıyı kaldıramıyoruz. Aşırı heyecanımız, giderek en büyük rakibimiz oluyor. Oysa finaldeki rakiplerimizin soğukkanlılığının ve oyun disiplinlerinin onda biri bizde olsa, ortada alınmadık kupa bırakmayız.

Şu hale bakar mısınız, dünyanın en önemli turnuvalarında ikinci olduk diye neredeyse ağıt yakacağız. Oysa 20-30 yıl önce bu turnuvaları sporcularımız sadece televizyondan izliyorlardı.
Sporda adı anılmayan ülkeden, ikinciliğe üzülen ülkeye…
Durmak yok, yola devam…

Şeref kürsüsü
CHP Milletvekili Mehmet Tahtasız’ın polise “İzmir’de iki arkadaşınız şehit oldu, daha kendinizi koruyamıyorsunuz” dediği günlerde Göztepe taraftarının polis için açtığı pankart: “Biz copunuzu, gazınızı yemeye razıyız, yeter ki şehit olmayın!”

Zap’tiye
Yeni eğitim öğretim yılında Allah tüm velilere zihin açıklığı versin.

Ne demiş?
“Derdin mi var, karınla paylaş. Sonra hem derdinle hem karınla uğraş.” (Bir erkek atasözü)

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu