HAŞMET BABAOĞLU / Müttefik


Artık öylesi böylesi kalmadı…
Yaldızlar dökülüyor…
Laf dolandırmalar dönemi kapanıyor, kapanacak…
***
Trump’ın başına bir şey gelse, Beyaz Saray‘ın komutasını ele alacak adam, J.D. Vance yani…
İsrail’in Doha‘ya saldırısında “hayırlı” bir yan (“silver lining”) buluyormuş…
Sevinç içerisinde “Belki birkaç kötü adam bu saldırıda temizlenmiş olabilir” deyiverdi Başkan Yardımcısı…
Trump’ın da bir farkı yok tabii…
Ama dünya kamuoyuna kıtır atmayı da ihmal etmiyorlar tabii; neymiş, “İsrail ile tam uyum içinde değillermiş” falan…
Geçiniz…
***
ABD’nin bütün “müttefikleri” için külahı önüne koyup düşünme ve nihai bir strateji oluşturma zamanı…
Biz tecrübeliyiz…
Çünkü “müttefikimiz ABD” dersimizi 15 Temmuz’da ağır biçimde almıştık…
“Canım ciğerim ABD” tayfasının kimler olduğunu da yarı yarıya kavramıştık.
Lakin bütün çerçeveyi İsrail ile birlikte baştan değerlendirmek de hayati önem taşıyor…
***
Artık bütün Müslüman ülkeler, bütün Ortadoğu, hatta Batı’da İspanya gibi ülkeler için de çok zor ama kaçınılmaz bir ödev…
Düşünüp karar verecekler…
ABD gerçekten bir ülkenin müttefiki olabilir mi?
Yoksa bu terim, güç ilişkileri üzerine yaldızlı bir yalan mı?
Daha önemlisi de şu…
ABD ile müttefiklik ilişkilerinin neresinde İsrail yer alıyor?
Cevap: Her yerinde!
***
Kabul edelim ki…
Siyonizm dersini çok ihmal etmiş, hiç çalışmamışız.
Batı’nın iktisadi, politik, ideolojik damarlarında siyonizm dolaşıyor.
Peki sadece Batı’da mı böyle?
***
Bir an için arkanıza yaslanıp 20 küsur yıl öncesine gidin…
Ve o zamanki siyasi, sosyal, medyatik ortamı düşünün…
Ne kadar haberiniz olurdu İsrail’in saldırılarından?
Nasıl haber yapılırdı soykırım?
Anlamak zor değil…
Açın Youtube’u…
O dönemim medyasından arta kalmış…
Ve Gazze’de açlığa mahkûm edilen, sabah akşam bombalanan çocukları zerre umursamayan ve İsrail’i savunan heriflerin videolarını izleyin…
Ha tabii İstanbul burjuvazisinin sessizliği de ilginç değil mi?
***
NOT DEFTERİ
Devirler geçecek, hayranlıklar görecek, düşmanlıklar görecek, varlığı da, yokluğu da bütün unsurları ile tadacak, fakat mutluluğu sadece bir hatıra olarak tanıyacaktı. (TARIK BUĞRA / Küçük Ağa)