YAZARLAR

MEVLÜT TEZEL / Çocuğu sigara içen ailelere ceza!

İspanya’da hükümetin sigara tüketimini sınırlayan yeni yasa tasarısı kapsamında çocukları sigara içen ebeveynlere 100 Euro’ya kadar para cezası verilecek.
Birçok ülkede olduğu gibi İspanya’da da 18 yaş altındakilere sigara satışı yasak.
Ancak araştırmalara göre Dünya çapında 13-15 yaş arası 24 milyondan fazla çocuk sigara içiyor.
Türkiye Uyuşturucu Raporu 2019 verilerine göre ise ülkemizde tütün (sigara) kullanımına başlama yaşı ise 15,5…
Demek ki, tüm uyarılara rağmen sigaraya çocuk yaşlarda başlanıyor.

15-16 yaşında bir çocuğun sigaraya başlamasından aileyi sorumlu tutmak mantıklı bir karar.
100 Euro sembolik bir para cezası ama çocukları sigara içtikleri için ceza kesmek ailelerde utanç duygusu yaratabilir.
Bu cezanın, aileleri sigaraya karşı çocuklarını daha bilinçli yetiştirmelerine katkısı olabilir.
Ülkemizde sigara karşı pek çok yasa var. Ancak hâlâ restoran ve kafelerdeki kapalı alanlarda sigara içilmesini engellenemiyor.
Daha işlevsel, caydırıcı cezalara ihtiyaç var. İspanya’nın yürürlüğe sokmak istediği yasa bizde de uygulanmalı.
Böylece aileler sigara konusunda daha bilinçli çocuklar yetiştirebilirler.

***

YAŞARKEN MİRAS BIRAKILMALI MI?
“75 yaşıma kadar hep çalıştım. Dört oğul büyüttüm. Hepsini okutup, memur yaptım.
Dört tane 3+1 daire aldım. Zaten çocuklar bu evlerde oturuyorlardı, kira da almıyordum.
Hanım rahmetli olunca çocuklarımın yanında kalıyordum.
Ahmet’in yanına gidiyordum Mehmet telefon açıyordu ‘Baba hemen benim yanıma gel bende kal’ diyordu.
‘Allah’ım ben ne hayırlı evlatlar yetiştirmişim’ diyordum.
Benden sonra miras kavgası etmesinler diye tapuları çocuklarıma verdim.

Sonra köye döndüm. Aradan tam sekiz ay geçti. Bir evladım bile beni aramadı. ‘Baba canın bir şey istiyor mu?’ diye soran olmadı.
Analara babalara sesleniyorum; ölene kadar evlatlarınıza kesinlikle bir şey bırakmayın. Bu yaşanmış bir tecrübedir dostlarım.”
75 yaşındaki Aydın Kul, daha önce Müge Anlı’nın programına da konuk olmuştu.
Kul’un hikâyesini anlattığı video sosyal medyada tekrar büyük ilgi gördü.
Her dönem ilgi çekecek bir konu aslında.
Tabii bir de yaşananları dört çocuktan dinlemek lazım. Dört çocuk da birden vefasız olur mu?
Belki çocukluklarında travmalar yaşadılar, psikolojik baskı gördüler.
Ayrıca ileride bana baksın diye evlat yetiştirilmez!
Zaten evladını merhametli yetiştirirsen seni yaşlılığında zor durumda bırakmaz.
Öte yandan birçok yaşlı sağlığında mirasını paylaştırmadığı için öldükten sonra kardeşler arasında miras kavgaları çıkıyor. Hatta kardeş kardeşi öldürüyor!
Aydın Kul doğru olanı yapmış ama galiba hayırlı evlatlar yetiştirememiş!
Bazen iyi yetiştirdiğini düşündüğün evlatların karakteri zaman içinde değişiyor.
Menfaat dünyası işte!
Günümüzde ise yeni nesil çocukların bazılarının zorluk nedir bilmeden, her istediği karşılanarak yetiştiriliyor.
Ebeveynlerin çocuklarına yapabileceği en büyük iyilik; onlara iyi bir eğitim imkânı sunmak ve kendi ayaklarının üstünde duracak şekilde, güçlü yetiştirmek.

***

MBAPPE BİLE MUTSUZ!
Real Madrid ve Fransa Milli Takımı’nın süper starı Kylian Mbappe’nin L’Equipe dergisine verdiği röportajda şu bölümler ilgimi çekti:
“Ne kadar çok paran olursa, o kadar çok problemin olur… Problemlerim paramdan daha fazla… Gelecekte oğlum olursa umarım futboldan nefret eder… Hayat gerçekten harika. Bu tutkum olmasa futbol beni çoktan tiksindirmiş olurdu.”
Dünyanın en çok kazanan futbolcularından biri böyle konuşuyorsa biz normal insanlar ne yapsın?

Elbette futbol piyasasının arka tarafı ayak kaydırmalar, baskılarla dolu.
Rekabet o kadar büyük ki, bugün dört büyüklerde forma giymek, Avrupa’ya açılmak çok büyük bir başarı.
Milyonlarca çocuk arasında sekiz-10 tanesi bu seviyeye gelebiliyor. Gerisini siz düşünün!
Mbappe’yi anlamak için de galiba onun standartlarında bir hayata sahip olmanız gerekiyor.
Yıllık sadece futbolcu maaşının 32 milyon dolar olması çok başka bir seviye!
Mbappe gibiler için bir süreden sonra para da bir şey ifade etmiyor olabilir.

***

HUZUREVİ SAYISI YETERLİ DEĞİL
İzmir’de Aile ve Sosyal Hizmetler İl Müdürlüğü’ne bağlı huzurevlerine başvuru sayısı 12 bini aşmış.
İzmir Büyükşehir Belediyesi’ne ait kurumlarda da yaklaşık 3 bin kişilik bekleme sırası bulunuyor.
İzmir’de durum böyleyse geriye kalan 80 ilde durum nasıl acaba?
2024 verilerine göre Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı’na bağlı 168 huzurevi ve 267 özel kurumda toplamda sadece 29 bin kapasite bulunuyor.
Oysa ülkemizde 65 yaş ve üzeri nüfus; 9 milyon 437 bin kişi.

Elbette huzurevinde kalma ihtiyacı bulunmayan, kendi evinde ya da çocuklarının yanında yaşayan birçok yaşlı var.
Ancak 9 milyon 437 bin yaşlı varken huzurevi kapasitemizin 29 bin olması düşük bir rakam!
Belki de birçok yaşlı huzurevinde yaşamak, çocuklarına sıkıntı vermemek, onlara yük olmamak istiyor ama yeterli huzurevi yok!
Huzurevi kapasitesi bu kadar düşükken özel huzurevi sayısının 267 de kalması da garip.
Talep çoksa arz neden az?
Aslında Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı, 140 bin yaşlıya evde bakım hizmeti sunuyor.
Evde ücretsiz sağlık hizmeti gibi birçok olanak sunan devletimiz yeni huzurevleri de açmalı.
Özel sektörün huzurevi açması için destekleyici ya da vergi kolaylığı sağlayan yasal düzenlemeler, imar avantajları da hayata geçirilebilir.
Türkiye’de yaşlı nüfus son 10 yılda yüzde 49 arttığını da hesaba katarsak, hızla yaşlanan bir ülkede daha çok huzurevi hizmete girmeli.

***

Altyazı
“Kendimiz için yaptıklarımız bizimle birlikte ölür. Başkaları için yaptığımız şeyler bizden uzun yaşar.” (Hannibal)

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu