HAŞMET BABAOĞLU / Batı ilerliyor, Moskova direniyor… mu?


Berlin Duvarı’nın yıkılışı ve hemen ardından olup bitenlere dair ne okusam içimden şöyle söyleniyorum…
ABD söz verir mi?
Söz verdiyse, tutar mı?
Sadece birini hatırlatayım…
Aralık 1989 Malta Zirvesi’nde…
George H. W. Bush “Moskova’nın çıkarlarına aykırı bir genişleme politikası düşünmüyoruz” demişti…
Sonrasını biliyoruz ve şimdi o açıklamaları okuyunca buruk biçimde gülüyoruz.
***
Yaşı müsait olanlar hatırlar…
Hani Batı Berlin’le Doğu Berlin’i ayıran “utanç duvarı” yıkılmaya başlanmış, yıkım günler sürmüştü…
İş sembolik bir eylem olmaktan çok ötedeydi.
Doğu Berlin iktidarı vatandaşlarının isterlerse serbestçe Batı’ya geçebileceğini açıklamıştı.
Dünya kökten değişiyordu ve ABD Dışişleri Bakanı James Baker, Gorbaçev’e güvence veriyordu: “Ne Başkan ne de ben, yaşanan süreçlerden tek taraflı bir çıkar elde etmeyi düşünmüyoruz.”
He, he!
Ne demezsiniz!
Çok kısa sürede geriye ne Gorbaçev kaldı, ne de Sovyetler…
Batı, yeni müttefikleriyle Moskova önlerine doğru yürüdükçe yürüdü; bir yandan da Moskova’yı içeriden değiştirmeye çalıştı…
***
Şimdi ne o dönemlerin Doğu Avrupası var ortada, ne de Rusya‘sı…
Ama saflaşmalar dünyaya yayılmış halde benziyor sanki…
Putin direniyor…
Kendisine “yakınlık” gösteriyor havaları atan Trump’a karşı da mesafeli…
Çünkü mesele geçmişte Sovyetler değildi, bugün de Rusya değil.
Mesele güçlü bir Rusya varken Batı’nın istediği gibi dünyayı “düz” edememesiydi…
***
Aslında bugünlerde Şangay zirvesinde gördüğünüz bazı fotoğrafları “Putin’in direnişi” çerçevesinde okumak gerek.
Rusya önce “anavatan savunması” çizgisini seçti; Ukrayna, Suriye, hatta İran cephelerinden Moskova’ya geri çekildi.
Şimdi yeniden uluslararası politika arenasına geri dönmeye çalışıyor.
Becerebilir mi?
Yoksa Rusya’nın çözülüşü eninde sonunda gerçekleşecek mi?
Yaşayıp göreceğiz…
Ama bütün dünyayı sarsıcı günlerin beklediği açık.
***
NOT DEFTERİ
Başka birine yapabileceğiniz en acımasız şeylerden biri, onları gerçekte olduğundan daha fazla önemsiyormuşsunuz gibi davranmaktır… (DOUGLAS COUPLAND / Hey Nostradamus)