Dimyata pirince giden siyonistlerin trajedisi…


Soykırımcı İsrail’in seçenekleri giderek azalıyor. Gazze’deki hedeflerine ulaşmaktan hâlâ çok uzak. Hamas’ı ne yapsa da bitiremeyeceği ortada. Hamas yerine aslında ABD’nin BM toplantıları için vize vermediği Ramallah‘taki Mahmud Abbas yönetimi bütün meşruiyetini kaybediyor.
Dolayısıyla Gazze’yi tamamen işgal planı da soykırımcı Netanyahu hükümetini kurtaramayacak. Askeri, stratejik ve siyasi hiçbir gayesine erişemeyen İsrail’e karşı artan küresel tepki de her geçen gün artık dizginlenemeyecek boyutlara ulaşıyor.
Ateşkes ve rehine anlaşmasını kabul edip Gazze‘deki saldırıları durdurması İsrail’e sadece geçici bir güvence sağlayacaktır. Asıl dışarıdan gelen yoğun baskı ve küresel izolasyona paralel olarak İsrail içinde derinleşen bölünmeler siyonist rejime hafakanlar yaşatıyor.
***
Bu çerçeveden bakınca, saldırıları uzatmanın beklenen ‘gönüllü Filistin göçü’ ile sonuçlanmayacağını da görüyoruz. Etnik temizlik ve soykırım planları hem Gazze halkının hem küresel kamuoyunun iradesine çarpıp akamete uğrayacak.
Zira Yahudileri Gazze’ye yerleştirme projesi olan sürgün planı tutmayacak. Üstelik bu senaryo soykırımcılar için bile rasyonel değil. 19. yüzyıl Batı emperyalizminin en rezil versiyonu olan soykırım ve etnik temizlikle işgalci yerleşimciler için Gazze’yi bir sömürge kolonisine dönüştürmek öyle kolay değil.
Gazze’yi tamamen ilhak etmek de siyonistlerin caydırıcılığına hizmet etmeyecektir. Çünkü kimse onlardan korkmuyor. Kimse onlara boyun eğmiyor, eğmeyecek. Son Filistinli ölene kadar da bu hakikat değişmeyecek.
Her şeyden önemlisi Gazze’deki direniş siyonist manipülasyonları deşifre etmekle kalmadı Batı’daki ‘sözde demokratik İsrail’ mitini de darmadağın etti. Siyonistlerin onlarca yıl uğraşıp inşa ettikleri bütün psikolojik ve diplomatik kazanımları birer birer yok oluyor.
***
Güya İsrail, barbar askeri gücüyle Hamas’ı teslim alacak ve bölge ülkelerini sindirecekti. Bu imaj çalışması İran ile 13 günlük çatışmalarda da görüldüğü üzere kolayca yerle bir oldu. ABD’nin ve İsrail’in füzeleri tükenince fiili ateşkes evresine geçmek zorunda kaldılar.
Batı’nın olağanüstü askeri, ekonomik ve siyasi yardımları olmadan İsrail’in tek başına bırakın bölge ülkelerini Hamas’ı bile yenemeyeceği gayet net.
Saldırıların bu kadar uzaması bile Hamas’ın direncinin ne kadar yanlış hesaplandığını gösteriyor. Barbarlık arttıkça ve saldırılar uzadıkça Filistinli ve Filistin’den çok Yahudi halkının güvenliği ve İsrail devletinin geleceği daha çok tehlike altına giriyor, girecektir.
Nitekim anti-siyonist karakterdeki soykırım karşıtlığı giderek anti-semitik bir niteliğe bürünmeye başladı. Özellikle de Batı’da! Anketler bunun en somut örneği. ABD’de Z kuşağı arasında yapılan son ankette 18-24 yaş aralığındaki seçmenin yüzde 60’ı soykırımcı İsrail’e karşı direnen Hamas’ı desteklediğini beyan etti.
Haliyle yeni Batılı kuşaklar nezdinde siyonist proje bütün meşruiyetini kaybederek insanlık karşıtı bir hareket olarak tanımlanıp damgalanacak. Yani dimyata pirince giderken evdeki bulgurdan da olacak siyonistler…