2 takımlı lig tehlikesi!

MURAT ÖZBOSTAN: Sezon başlıyor.. Transfer süreci devam ediyor.. Şu görüntüde sizce lige en hazır takım hangisi?
ALİ GÜLTİKEN: En sorunsuz takım olarak G.Saray görünüyor. Kadroyu genel olarak muhafaza ettiler. Osimhen’i almaları büyük moral desteği sağladı. Son şampiyonlukların verdiği güven duygusu da çok yüksek. Kağıt üstünde başlangıç olarak şartlar G.Saray’ı gösteriyor. Burada ilave edeceğimiz tek şey, şampiyonluk isteği ve coşkusunu yeniden tesis edebilecekler mi sorusu olacaktır. Çünkü bu da futbolun olmazsa olmazı. F.Bahçe’deki seçim baskısının takıma olumlu katkıları olabilir. Hem yönetim hem oyuncular üzerinde farklı dinamikleri ortaya çıkarabilir. Beşiktaş için çok sıkıntılı bir başlangıç dönemi oldu. Ama ligin dinamikleri çok farklı. Oyuncular negatif durumdan çıkma isteklerini sahaya yansıtabilir. Aynı şey Trabzonspor için de geçerli. Özelikle Onuachu, bordo-mavilileri şampiyonluk yarışına sokabilir.
LEVENT TÜZEMEN: Kulüplerimiz maalesef sezon öncesi hazırlıklara transferleri yetiştirmeyi istikrarlı bir hale getiremedi. Türkçe’de ‘Yumurta kapıya gelince’ diye bir terim var. Transferler de bu anlayışla yürütülüyor. Genelde kulüpler outlet transferlere yatırım yapıyor. G.Saray ve F.Bahçe lig başlamadan önemli oyuncuları transfer etti. Özellikle G.Saray, Osimhen’i Türkiye’nin en pahalı transferi olarak renklerine kattı. Alman futbolunun güçlü silahı Leroy Sane’yi de hücum hattına transfer etti. Görüntüde G.Saray, şampiyon olmuş kadrosunu koruduğu gibi eğer kaleci transferini kısa sürede gerçekleştirirse ideal bir yapıya kavuşur. F.Bahçe ciddi bir değişime gitti. Gözler, Mourinho’nun üzerinde olacak. Beşiktaş ve Trabzonspor, kafalardaki soru işaretlerini çözemedi.
İSKENDER GÜNEN: Geçen yıldan farklı bir görüntü yok. Görünen o ki G.Saray ve F.Bahçe, şampiyonluk yarışında diğer takımlara göre kadrolarını daha da zenginleştirerek lige önde başlayan ikili. Fakat bir başka gerçek var ki Süper Lig’i iki takımlı olarak düşündüğümüzde rekabet ortamı yok oluyor. Bu da ligin kalitesi açısından yarınlar adına olumlu bir durum değil.
GÜRCAN BİLGİÇ: Geçen senenin kadrolarına baktığımızda hem G.Saray (2) hem de F.Bahçe (6) oyuncu kaybetti. Bunların yerini doldurup aynı zamanda Avrupa’da da iş yapacak bir kadronun peşine düştüler. Süper Lig açısından baktığımız zaman bu iki takım hiç transfer yapmasa bile favoriydi. Oyuna baktığımız zaman G.Saray, tempolu- baskılı özelliğini koruyor. F.Bahçe ise rakibe kaleyi göstermiyor. Farklı ama değerli özellikler. Beşiktaş ve Trabzonspor’un ‘sil baştan’ yapmaları gerekiyordu. Kadro kalitesini artırmak için hamleler yaptılar. Ama ne oyun olarak ne de tehdit olarak şu anda ‘yarışta varız’ diyemediler.
GALATASARAY KULÜBESİNDE SIKINTI VAR!
ÖZBOSTAN: Galatasaray çok büyük iki ismi bitirdi.. Sane ve Osimhen.. Kaleci işi daha bitmedi.. Aslan yine 1 numaralı favori mi?
TÜZEMEN: G.Saray ilk kez bir hazırlık döneminde oynadığı maçları kaybetmedi ve namağlup tamamladı. Lazio maçı sonrası yönetim ve teknik heyet, kaleci transferinin en kısa sürede bitirilmesi konusunda bir fikir birliğine ulaştı. Okan hoca, sıradan bir kaleci değil ayaklarını iyi kullanan bir file bekçisi istiyor. Ederson ile ilgili ikili anlaşmalarda sorun yok. G.Saray yönetimi bu transferi bitirmek için görüşmelerini yapıyor. Ancak Lazio maçında oyuna sonlarda giren oyuncuların hem lige hem de Devler Ligi’ne katkı verecek güç ve kalitede olmadığını gözlemledim. G.Saray’ın kulübesinde oyuna girip katkı verebilecek ve Okan hocanın elini güçlendirecek oyuncular olmalıdır. Diğerlerinde ısrar etmek zaman kaybı olur.
GÜNEN: Gerek Sane gerekse Osimhen, çok önemli iki isim. Fakat kulüplerimizin içinde bulunduğu mali portreyi düşündüğümüzde böylesi yüksek rakamların verilmesi ne kadar gerçekçi. Her geçen sezon mali durumlar düzeleceğine daha fazla borçlanma içine giren kulüplerimiz, bu kadar yükü nereye kadar karşılayabilirler? Hedef şampiyonluksa böylesi yüksek rakamlara gereksinim var mı? Artık Süper Lig şampiyonluğundan daha çok Avrupa kupalarında böylesi oyuncuların olduğu takımlarımız çok daha başarılı olmak zorundadırlar.
BİLGİÇ: Geçen seneyi Osimhen’in omuzlarında geçirmişlerdi ve neredeyse kulüp varlığının 3’te 1’ini bu futbolcuya aktarıp kadroda tuttular. Sane hamlesi esasında Şampiyonlar Ligi için. Ancak merkez orta sahada kulübe sorunları var. Sara, Torreira ve Lemina müthiş bir üçlü oldu ama ceza veya sakatlık durumunda yerlerini dolduracak oyuncu profiline sahip değiller. Geçen sezon şampiyonluğunda çok kritik maçlarda Muslera performansı vardı. Günay böyle bir çıta olacak mı, bekleyip göreceğiz.
F.BAHÇE SAKLANAN DEĞİL SALDIRAN TAKIM OLACAK
ÖZBOSTAN: Fenerbahçe çok sıkıntılı bir süreçten geçiyor.. Bir yanda seçim tartışmaları ve eylülde yapılacak olan kongre.. Hâlâ tartışılan Mourinho.. Sarı-lacivertli takım için ne dersiniz?
GÜLTİKEN: Aynı teknik adamla devam ediyor olmak önemli. Mourinho tecrübeli bir hoca. Onun da yaşanan ortamdan birtakım çıkarımları olacaktır. Transfer süreci devam ediyor. Lig başlamasına rağmen takviyeler de beraberinde gelebilir. F.Bahçe geçen sene iyi bir kadroya sahipti. Şampiyonluk yarışında olan bir takımdı, aynı karakteri devam ettirecektir.
TÜZEMEN: F.Bahçe’nin üzerinde eylülde yapılacak seçim Demokles’in Kılıcı gibi sallanıyor. Mourinho transfer istiyor, yönetim geç de olsa yapıyor. Semedo-Skriniar ikilisi savunmaya ciddi katkı sağlar. Ancak en büyük sorun, bence Mourinho. Bir maçı kazanmış kadroyu bir hafta sonraki maça aynen sahaya sürmeyen Mourinho’nun ligde ve Avrupa’da nasıl bir oyun tarzı seçeceğini ve hangi 11’le sahaya çıkacağını kestirmek için medyum olmak gerekiyor. Başkan Sayın Ali Koç, yine Mourinho’ya istediği konfor alanını sağlıyor ama Portekizli yıldız hoca gereken huzuru sağlayamıyor. Kerem Aktürkoğlu, F.Bahçe’ye gelirse katkı sağlar. Ancak Mourinho ile iyi geçinmesi gerekir. Çünkü Kerem yedek kaldığında ya da oyundan alındığında sıkıntı yaratıyor. G.Saray’dan ayrılma nedenlerinin başında da bu tavırlar yatıyor.
GÜNEN: Eylül ayında kongreyi yapmak doğru bir düşünce değil çünkü şu an görevde bulunan yönetim, transferleri yapan bir konumda. Yani harcamayı yaptığınızda kongrede yönetim değişecek olursa yeni göreve gelecekler nasıl bir planlama içine girebilecek? Tam bir paradoks! Mourinho’nun verdiği mesajlar var. Her maçtan sonra bazı mevkilere oyuncu transferini öne çıkarmakta. Geçen sezondan farklı önde baskı yapan coşkulu ve tempolu bir oyun anlayışını yerleştirmek istiyor. Lig başladığında bu oyun felsefesinin ne kadar geliştiği ortaya çıkacaktır.
BİLGİÇ: Kulüp dinamiklerine baktığımızda eylül kongresi kimsenin umurunda değil. Herkesin gözü yeni gelecek oyuncularda ve Şampiyonlar Ligi hedefinde. Çok önemli 4 oyuncu aldılar. Direkt 11’e transfer yaptılar. Kerem Aktürkoğlu da oyundaki eksiği tamamlayacak, ofansif olarak çok büyük katkı sağlayacak profili taşıyor. Mourinho, ‘saklanan’ değil, ‘saldıran’ takım konusunda çalışıyor. Belli ki Ali Koç’tan bu baskıyı görmüş. Hem gençleşip daha tempolu daha coşkulu hale gelen bir takım var hem de strateji değiştirip tribünlere heyecan verecek oyunun peşindeler. Biraz daha zamana ihtiyaçları olacak. Bu aşamada defansif dirençleri en büyük yardımcıları olur.
SİSTEMİNİZ YOKSA ORKUN NE YAPSIN!
ÖZBOSTAN: Beşiktaş, Orkun ile müthiş bir hava yakaladı.. Ama sonra Shakhtar Donetsk maçlarıyla sarsıldı.. Kartal için neler söylersiniz?
GÜLTİKEN: Beşiktaş’ın, rakiplerine göre sıkıntıları daha büyük. Hem ana kadro ile ilgili bir süreç yaşanıyor hem de takım içinde liderlik yapacak, sorumluluk alacak oyuncu ihtiyacı daha net görünüyor. Kadro aslında geçen sene ciddi rakiplere karşı önemli sınavlar verdi. Fakat istikrar ve sorumluluk ile ilgili ciddi problemler yaşadı. Bir de bu dönüşümü yaparken eldeki oyuncuların da çok erken tartışmaya açıldığı bir ortam oldu. Takım içinde olan, hâlâ oynayabilecek oyuncuların gereksiz bir şekilde eleştiri altına alınması hem takımı hem yönetimi zora soktu. O yüzden lig motivasyonu ile beraber bunların geride kalması gerekli. Büyük takımlarda doğru kullanabilirse her oyuncu önemlidir.
TÜZEMEN: İddia ediyorum Beşiktaş, Solskjaer ile yola devam ederse hayal kırıklığı yaşamayı sürdürür. Shakhtar ile oynanan ilk maçta orta sahada Beşiktaş’ın zayıf kaldığını görmedi, oyuna müdahale etmedi, oyuncu değişiklikleri ve tercihleri konusunda çok etkisizdi. Demir Ege’den bir ön libero olmayacağını görmemesi bir teknik adamlık zafiyetidir. Orkun Kökçü, çalışkan, mücadele gücü yüksek bir oyuncu ama liderlik kimliği yok. Orkun, Beşiktaş’a rakipler karşısında psikolojik üstünlük sağlamaz.
GÜNEN: Son iki sezonda 7 teknik direktör değişimi yaşanmışsa ortada büyük bir sorun vardır. Çünkü görünen o ki sorun teknik adamda değil takım yapılanmasının yanlışlığında. Beşiktaş gibi büyük bir takımın transferde düşünmesi gereken en önemli olgu, alınacak oyuncunun kalitesiyle ve sorumluluk anlayışıyla doğru orantılı olması. Orkun yetenekli ve de orta alanda takıma katkı yapabilecek önemli bir isim. Ama belirli bir sisteminiz yoksa beklentileri karşılama konusunda sorunlar başlar.
BİLGİÇ: Geçen seneden beri süren problemlerin hiçbirini çözememişler. Oyuncu kalitesini eleştirebiliriz ama en azından bir oyun bulmalıydılar. Bir tarafına ‘iyi’ diyebilmeliydik. Ya hücumda iyi olursun ya da defansta. Beşiktaş’ta bunların ikisi de yok. Sadece santrfor alıp kazanabileceklerini zannediyorlar, halbuki topu ceza alanına doğru sokmak gerekiyor. Orkun lider bir oyuncu ama size maç kazandırmaktan çok oyun aklı verir. Yanlış misyon yüklendi.
OYUN AKLI EKSİK! ORTA SAHA ALINMALI
ÖZBOSTAN: Trabzonspor transfer yapsa da hâlâ eksikleri var.. Bordo-mavili takım Fatih Tekke yönetiminde ligde neler yapabilir? Hedefi ne olmalı?
GÜLTİKEN: Fatih hoca geçen sene hem takımı tanıdı hem de oyun felsefesini belli bir şekilde uygulamaya çalıştı. Bunu da belli bir ölçüye kadar getirebildi. Onuachu çok önemli bir oyuncu. İlk geldiği dönemde de değişim yaratmıştı. Zubkov gibi bir oyuncu ile beraber çok daha etkili bir Trabzonspor seyredebiliriz.
TÜZEMEN: Sosa, Novak, Hamsik, Bakasetas, Cornelius, Sörloth, Siopis, Vitor Hugo ve iyi bir Nwakaeme modeli, Trabzonspor için doğru bir modeldir. Alınan oyuncuların çoğunu tanımıyorum. Trabzonspor’un en büyük silahı, kaleci Uğurcan, Batagov, Zubkov, Onuachu olarak öne çıkıyor. Visca tecrübeli ama yaş olarak bütün sezonu götürebilecek güce sahip değil. Fatih hocanın yapacağı en doğru hamle, oyuncu grubuna göre bir oyun planı belirlemektir.
GÜNEN: Beşiktaş gibi Trabzonspor da teknik adam değişimini sıkça yapmanın sorunlarını yaşamakta. Fatih Tekke gibi kendi içinden çıkan bir teknik adama artık güvenmek zorunluluğu var. Geçen sezondan beri en sorunlu bölge, orta alan olarak öne çıkmakta. Çünkü aynı özellikli oyuncularla oynamak zorunda kaldılar. Görünen o ki hâlâ bu bölgede oyun aklı eksik. Ofansif anlamda yaratıcı bir oyuncu eksikliği var. Nwakaeme ve Visca’nın yaşlarını düşündüğümüzde önde özellikle sol kenarda adam eksilten bir oyuncu gerekmekte.
BİLGİÇ: Fatih Tekke’nin futbolunu çok beğeniyorum. Oyuncularından doğru pozisyonlarda kalmalarını istiyor ve sahayı dantel gibi işliyor. Kadronun da buna yanıt vermesi lazım. Trabzonspor sabrederse bir teknik direktör takımı haline dönüşür. Basit hatalar, pas hızındaki yavaşlık ve halen aklı karışık bir oyuncu grubu var. Fatih hocanın iyi gitmesi için Nwakaeme, Zubkov gibi oyuncuların sıkıntılı maçlarda şapkadan tavşan çıkarması lazım.