Hayat bazen bizi kendi derinliklerimize çeker. Bugün de öyle bir gün. Ay, Akrep burcunda ve saat 19:55’te bir Dolunay meydana geliyor. Bu Dolunay, “gerçek ne?” diye soranların, kabuğunu kırıp suyun altına dalmaya cesaret edenlerin günü. Akrep kolay burç değildir. Sevdi mi sonsuz sever, kırıldı mı da asla aynı kişi olmaz. İşte bu Dolunay da tam böyle: Gözlerimizin içine bakıp “ya bırakırsın, ya dönüşürsün” diyor.
Bu Dolunay’da bazı bağlar kopar, bazı yüzleşmeler kırar ama sonunda iyileştirir. Derinlerde bastırılmış duygular, söylenmemiş sözler, görülmemiş yaralar su yüzüne çıkmak ister. İçimizde sakladığımız ne varsa, bugün yeryüzüne dökülür. Bir ilişkide maskeler düşebilir. Bir işte güç savaşı açığa çıkabilir. Bir borç, bir alacak, bir miras, bir duygu… Ne varsa sahip olduğumuzu düşündüğümüz ama aslında bizim olmayan, hepsi tek tek elenir.
Üstelik bu Dolunay’a saat 20:22’de Merkür ile Plüton arasındaki kare açı da eşlik ediyor. Bu, sözlerin silah, düşüncelerin kılıç olduğu bir gökyüzü. Manipülasyonlara, zihinsel oyunlara, baskıya açık bir atmosfer var. Ama dikkat: Gerçekten ne düşündüğümüzü söylemek, özgürleşmek için de eşsiz bir zaman. Yeter ki kelimelerimizi intikam için değil, arınmak için kullanalım.
Bu gökyüzü diyor ki:
“Bırak artık. Tutunduğun şey seni dönüştürmüyorsa, seni tüketiyordur. Güç, kontrol etmekte değil; serbest bırakmakta.”
Bugün için bir niyet bırakmak istersen eğer:
“İçimdeki karanlıkla barışıyorum. Eski bağlarımı sevgiyle serbest bırakıyor, özgürleşiyorum.”
