08 Ağustos Cuma hutbesi konusu ve tam metni: Sıla-ı Rahimle Bereketlenen Tatil


SILA-İ RAHİMLE BEREKETLENEN TATİL
Muhterem Müslümanlar!
Yüce dinimiz İslam, bizden; yaratılışımızın hikmetini, varlığımızın gayesini unutmadan bir hayat sürmemizi ister. وَهُوَ مَعَكُمْ اَيْنَ مَا كُنْتُمْۜ “Nerede olursanız olun Allah sizinle beraberdir.” ayeti gereğince her an Rabbimizin huzurunda olduğumuz şuuruyla hareket etmemizi emreder.
Aziz Müminler!
İslam’ın hassasiyet gösterilmesini istediği hususlardan biri de çalışma ve dinlenme hayatıdır. Dinimize göre çalışmak ne kadar önemli ise istirahat etmek de aynı ölçüde önemlidir. Nitekim Yüce Rabbimiz, “Geceyi istirahat etmek için üzerinize örtü yaptık. Gündüzü de çalışıp geçim temin etme zamanı kıldık.” buyurarak bu hakikate dikkatlerimizi çekmektedir. Dolayısıyla Müslümanın; dinlenmeye, zihnen ve bedenen toparlanmaya, ruhen arınmaya, ailesiyle birlikte nitelikli zaman geçirmeye de ihtiyacı vardır. Ancak unutmayalım ki; Müslümanın çalışması da, dinlenmesi de, tatili de, eğlenmesi de meşru, ahlaki ve helal sınırlar içerisinde olmalıdır. Müslüman, dinlenirken de zamanını boş geçirmemeli, kulluk ve sorumluluk bilincini daima muhafaza etmelidir. Cenâb-ı Hak hutbeme başlarken okuduğum ayetlerde bu gerçeği bizlere şöyle haber vermektedir: فَاِذَا فَرَغْتَ فَانْصَبْۙ. وَاِلٰى رَبِّكَ فَارْغَبْ “O halde bir işi bitirince hemen diğerine koyul ve yalnızca Rabbine yönel.”
Kıymetli Müslümanlar!
Yüce Allah Kur’an’ı Kerim’de müminlerin özelliklerinden bahsederken şöyle buyurur: “Müminler gerçekten kurtuluşa ermiştir. Onlar ki, namazlarını huşu içerisinde kılarlar. Onlar ki, faydasız işlerden ve boş sözlerden uzak dururlar.” Bu ilahi uyarı bizlere, hayatımızı; dünya ve ahiretimiz için faydalı işlerle değerlendirmemiz gerektiğini hatırlatmaktadır.
Ne yazık ki günümüzde bazı tatil organizasyonları, Allah’ın hükümlerini hiçe sayan, helal haram hassasiyetinden uzak, lüks ve israfın zirveye ulaştığı, nefsani arzu ve isteklerin sınır tanımadığı bir hâl almıştır. Böyle bir tatil anlayışının dinimizde asla yeri yoktur.
Aslında tatil; tembellik ve miskinlikle, gaflet içinde geçirilen zamanlar olmamalı; aksine, farklı ve faydalı meşguliyetlerle verimli bir dinlenme fırsatına dönüştürülmelidir. Yeryüzünde gezip dolaşarak Yüce Rabbimizin kuvvet ve kudretini tefekkür etmeye, kâinata ibret ve hikmet nazarıyla bakmaya vesile olmalıdır. Bu bilinçle yapılan tatil, sadece dinlenmek değil, aynı zamanda bir eğitim ve bir ibadettir.